Demokrasi İçin Birlik platformundan çağrı

Demokrasi İçin Birlik platformu, emek, demokrasi ve barış güçlerini, ilerici aydınları, Demokrasi İçin Birlik platformunun kurucularını, ilişkisi devam eden veya etmeyen tüm bileşenlerini, dönüşüm ve yeniden yapılanmayı birlikte gerçekleştirmeye; barış ve demokrasi mücadelesinin toplumsallaşması yönündeki eylem programını birlikte olgunlaştırmaya ve bir BARIŞ VE DEMOKRASİ CEPHESİ’nin hazırlıklarını birlikte yürütmek üzere bir ÇAĞRI PLATFORMU oluşturmaya çağırıyor.

Demokrasi İçin Birlik platformundan çağrı

Emek, Demokrasi ve barış güçlerine, İlerici aydınlara, Demokrasi İçin Birlik platformunun kurucularına, bileşenlerine;

1. Bölgemiz bir ateş çemberinde.

Türkiye’nin siyasal iktidarı, mevcut rejimi, demokratik mekanizmaların işletilmesiyle geri döndürülemeyecek biçimde otoriterleştirmenin adımlarını atıyor; bütün ezilen toplum kesimlerine ve meşru muhalefete karşı savaş yürütüyor. Bu esnada, “terörsüz Türkiye” adını verdiği süreci, barış için bir imkana dönüştürmeye çaba harcayan Kürt Özgürlük Hareketini, DEM Parti’yi ve barış güçlerini rejime yedeklemek fırsatı olarak değerlendirmeye, oyalamaya, muhalefet güçlerini bölmeye ve birbirinden koparmaya çalışıyor.

DEM Parti ve Kürt halkı, demokrasi, özgürlük, eşitlik ve barış için on yıllardır en yoğun mücadelelerin ateşinden geçmiş, siyasal birikimi çok güçlü bir dinamiktir. Tarihi bu çeşit oyunları, ağır bedeller pahasına bozmanın tarihidir.

Cumhuriyet Halk Partisi’nin bugünkü önderliği, partinin geleneksel çerçevesini zorlayarak, topluma ve muhalefete karşı açılmış, iktidarın devlet imkanlarıyla yürüttüğü savaşı göğüslemeye çalışıyor. CHP’nin kendisine yönelik darbe ve düşman hukuku uygulamalarını durdurmak ve iktidarı erken seçime zorlamak hedefi önemlidir.

19 Mart sonrasında, yoksulluk ve adaletsizlik karşısında isyanın eşiğine gelmiş yığınların sokaklara ve meydanlara akması ve CHP’nin bu toplumsal kabarışı canlı tutmak üzere sürekli mitingler düzenlemesi çok değerlidir.

Bununla birlikte sandığı ve temsili siyaseti, toplumdaki öfkenin akacağı yegane kanal, yöneleceği yegane hedef olarak görmek ve göstermek, barışın kazanılmasını ve demokratikleşmeyi halkın siyasetin doğrudan öznesi olduğu bir siyasetin imkanlarından koparmak olur.

Halkın sadece oy veren pasif yurttaşlıktan, mitinglere katılan, sokağa çıkan aktif yurttaşa dönüşmesi değerlidir. Ama sokağa çıkmakla yetinmeyen, sokakta kalan; sokak siyaseti yürüten; sokağında, mahallesinde, iş yerinde örgütlenerek, meclisleşerek özgürleşen ve özgürleştiren; buradan merkezi siyasete katılan ve yönlendiren yurttaşa doğru ilerlemek gerekir.

Barışın kazanıldığı, demokrasinin, eşit yurttaşlığın, özgürlüğün ve çoğulculuğun egemen olduğu yeni bir düzenin inşasına toplumun siyasi süreçlere doğrudan katılımıyla başlayabiliriz.

2. Başta emek örgütleri olmak üzere toplumsal muhalefetin kurumsal yapıları, rejimin uzun yıllardır süren kısıtlamaları, kazanılmış hakları yok sayan baskı ve zorbalıkları ile potansiyellerinin çok gerisinde bir toplumsal güç ve etkiye gerilediler.

Adalet arayan, hak mücadelesi veren, suyunu, toprağını, ağacını korumak için devletin yargısıyla, kolluğuyla karşı karşıya gelen, diplomadan, tapuya, kazanılmış haklarının elinden alınabildiğini gören, KHK ile sosyal ölüme mahkum edilen, toplumsal cinsiyet eşitliği için, eşit yurttaşlık için mücadele eden binlerce toplumsal mücadele inisiyatifi, yerel ve doğrudan demokrasi deneyimi, birbirinden haberdar olmadan, birbirinden dayanışma görmeden, bir birine esin kaynağı olamadan devlet ve düzen duvarlarına çarpıyor. Toplumun ilgisini çekmeyi başarmış olanlar da yerel ve tekil olmanın sınırlarında sönümlenip gidiyor.

İktidar hepimizi, tekilleştirerek, yalnızlaştırarak, bir köşeye sıkıştırarak boğmaya, etkisiz hale getirmeyi standart uygulama haline getirdi.

Yeni rejimini siyaseti etkilemenin bütün kanallarının iptal edildiği bu pervasızlıkla inşa etmeye çalışıyor.

3. Türkiye Devrimci ve sosyalist hareketi çok önemli değerlerin yaratıcısıdır. Ancak devrimci meziyetlerimizin arasında, başarılı birleşik mücadele deneyimleri yer almıyor. Devrimci geleneklerin çok kitlesel; toplumsal karşılıklarının çok güçlü olduğu dönemlerde “birleşik mücadele” pratiklerinden kaçınmanın maliyeti, ancak ağır yenilgilerden sonra görünür hale geldi. Bugün sosyalist parti ve örgütlerimizin kitleselliği oldukça zayıftır, birleşik mücadele geliştirme konusunda gözle görünür bir atılım söz konusu değildir ve toplumsal muhalefeti etkilemekte giderek daha fazla zorlanıyoruz.

4. Bugün ülke siyasetinin ihtiyacı bir Barış ve Demokrasi Cephesi inşa etmek ve bu cephe ile rejimi demokratik, barışçı, özgürlükçü, çoğulcu bir rejimle değiştirmek üzere birleşik bir mücadeleyi yürütmektir. Bu mücadele, sandığı, seçmen inisiyatifini ve temsili siyaset zeminlerini asla küçümsemesek de; sandıkla ve temsili siyasetin araçlarından ibaret seçeneklerle kazanılamaz.

Sorun şu ki, “cephe” adım adım örülecek yanyana gelişlerin, güçlü dayanışmaların, birlikte koordine edilen birleşik mücadele deneyimlerinin, ortak, geniş katılımlı ve ardı ardına birlikte yürütülen kampanyaların; halka birlikte hesap vermelerin, birbirinin arkasını kollama, eksiğini karşılama, birbirini sahiplenme ve empati reflekslerinin birikerek inşa ettiği bir süreç ve iradedir.

Şimdi gerekli ve mümkün olan, bir cephe inşası hedefini gözden kaçırmadan, birleşik mücadele pratikleri yaratacak işleri önümüze koyma; işi örgütlerken, işin bizi ve birleşik bir iradeyi inşa etmesini gözeten adımlar atmaktır.

Demokrasi İçin Birlik

- Barışın demokrasinin, özgürlük ve çoğulculuğun egemen olacağı bir gelecek tasavvurunu birlikte üretmek ve üretmiş olduklarımızı güncellemek için;
- Sahada aşağıdan yukarı, yerel meclisleşmeler halinde toplumun kendisini örgütlemesini gözeten, bu dinamiklerin birbirinden haberdar olmasını ve dayanışmasını sağlayacak ağlar kuran, çok merkezli, birleşik bir mücadele pratiğinin inşası için;
- Toplumsal muhalefetin kurumsal yapılarla birlikte, bugünden başlayarak ülke gündemine birlikte müdahalesi için,
- Diyalog kapılarını açan, yanyana gelişleri kolaylaştıran, birleştiren bir rol oynamak ve nihayet BARIŞ VE DEMOKRASİ CEPHESİ’nin oluşmasına katkı koymak üzere, kendisini dönüştürme ve yeniden yapılanma adımları atıyor.
- 29 Haziran'daki Meclis toplantısında konuşulan eylem programını olgunlaştırmayı hedefliyor.

Emek, Demokrasi ve barış güçlerini, İlerici aydınları, Demokrasi İçin Birlik platformunun kurucularını, ilişkisi devam eden veya etmeyen bileşenlerimizi,

- Dönüşüm ve yeniden yapılanmayı birlikte gerçekleştirmeye; 
- Barış ve demokrasi mücadelesinin toplumsallaşması yönündeki eylem programını birlikte olgunlaştırmaya ve 
- Bir BARIŞ VE DEMOKRASİ CEPHESİ’nin hazırlıklarını birlikte yürütmek üzere bir ÇAĞRI PLATFORMU oluşturmaya çağırıyor.
 
 
Demokrasi İçin Birlik platformundan çağrı

Demokrasi İçin Birlik (DİB), geniş katılımlı, herhangi bir siyasi görüşün ya da partinin şemsiyesi altıda olmayan, bağımsız bir demokrasi platformu. DİB bileşenleri, ilk olarak, 28 Haziran 2016’da, eski büyükelçi, milletvekili ve AİHM yargıcı Rıza Türmen’in çağrıcısı olduğu toplantıda bir araya geldiler. 100’ü aşkın örgüt, platform, inisiyatif, kurum ve ayrıca demokrasiden yana bireyler bir Başlangıç Bildirgesi üzerinde uzlaşarak yola çıktı. 23 Ekim 2016’da bine yakın kişinin katıldığı Demokrasi Kurultayı ile de ilk çalışmalar başladı. Bu kurultaydaOHAL ve KHK’larBaşkanlık Sistemiİnanç Özgürlüğü ve Barış başlıkları altında dört temel mücadele alanı belirlendi.

Olağanüstü Hal’in uzatılmasına karşı gerçekleştirilen “Uzatma” kampanyasının ardından, Anayasa Referandumu’nun gündeme gelmesiyle birlikte, DİB güç veren kişi ve kurumlarla birlikte, her türlü platformda, kapsamlı bir “#Hayır Biz Varız” kampanyasına başladı. Birçok ilde, ilçede ve semtlerde kurulan “Hayır Meclisleri”yle sahada yoğun çalışmalar sürerken hukuk ve siyaset alanında da bilgilendirme amacıyla toplantılar, forumlar gerçekleştiriliyor.

Demokrasi İçin Birlik; herkesin farklı kimliği ile eşit yurttaşlık haklarına sahip olması… Din ve vicdan özgürlüğünü güvenceye altına alan bir laiklik anlayışı… İnsanca çalışma ve yaşama koşullarının garanti altına alınması gibi temel değerler üzerine kurulu gerçek bir demokrasi için mücadele ediyor. Demokrasi İçin Birlik, tüm toplum kesimlerini kucaklayacak, yeni bir umut ve mücadele alanı olarak yoluna devam ediyor.

Yayına hazırlayan can çınar

Yorumlar (0)

Bu içerik ile henüz yorum yazılmamış