Hükümet İşçilerin Grevine Çöktü

AKP siyasal iktidarı 23 yıllık iktidarı döneminde başta kürt illerinde seçilmiş belediyelerin yönetimine kayyum atayarak çöktü, depremzedelerin arazilerini rezerv alanı ilan ederek zeytinliklerine tarlasına çöktü, üniversitelere kayyum atayarak çöktü, CHP’li belediyelere çöktü, torba yasa ile köylünün zeytinliklerine ve ormanları maden şirketlerine açarak çöktü, dünyanın en riskli ve en zor işkolunda çalışan madencilerin, grevine çöktü.

Hükümet İşçilerin Grevine Çöktü

AKP siyasal iktidarı 23 yıllık iktidarı döneminde başta kürt illerinde seçilmiş belediyelerin yönetimine kayyum atayarak çöktü, depremzedelerin arazilerini rezerv alanı ilan ederek zeytinliklerine tarlasına çöktü, üniversitelere kayyum atayarak çöktü, CHP’li belediyelere çöktü, torba yasa ile köylünün zeytinliklerine ve ormanları maden şirketlerine açarak çöktü, dünyanın en riskli ve en zor işkolunda çalışan madencilerin, grevine çöktü.

600 bin kamu işçisinin ücret zammı için yürütülen Kamu Toplu İş Sözleşmeleri Çerçeve Protokolü (KÇP) görüşmelerinde iktidarın, ikinci altı ay için geçerli olacak yüzde 16,67’lik enflasyon zammının yüzde 11’e çekildiğini belirtmesi üzerine Türk-İş ve Hak-İş sürecin tıkandığını açıklamıştı. 31 Temmuz akşamı Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz’la görüşen Türk-İş Genel Başkanı Ergün Atalay, yaptığı açıklamada “teklif yüzde 100 olumlu değil ama olumluya yakın bir teklif gibi gözüküyor. 11’i aştık, 16,57’yi bulmadık” dedi.

Hayat pahalılığı karşısında dayanma ve tahammül sınırının sonuna gelen kamu işçileri 8 aydır ücretlerinin artırılmasını bekliyor. İşçiler bir yandan geçim sıkıntısı çekerken bir tarafdan da grev yasağı ile tehdit ediliyor. Buna rağmen Türk-İş Başkanı Atalay son yaptığı görüşmeyi “olumluya yakın” açıklaması yaparak, “önce işçilere soracağız, kabul ederlerse imzalayacağız” dedi.

Yüzlerce işletmeden 600 bin işçiyi kapsayan süreçte, salt yasal zorunluluk gereği grev kararlarının alınması ancak tarihlerinin açıklanmaması ve Atalay’ın Beştepe’deki görüşmeden sonra yaptığı açıklama, sürecin sendika bürokratları ve iktidar arasında oldubittiye getirilmeye çalışıldığını gösteriyor.

 İşçilerin mücadele örgütleri olması gereken sendikalarsa bu planlara alet ediliyor. Bu durum işçilerin işyerlerinde, sendika tabanlarında, kendi öz örgütlerinde birleşmesinin önemini bir kez daha ortaya koyuyor.

 

AKP 2003’den Bu Yana 22 Grev Yasakladı

Türkiye Maden İşçileri Sendikası tarafından ETİ Maden İşletmeleri için 1 Ağustos 2025 Tarihinde uygulanmak üzere almış olduğu grev kararı,31 Temmuzda Cumhurbaşkanı kararıyla “milli güvenliği bozucu nitelikte görüldüğü” gerekçesiyle yasaklandı. Bugüne kadar metal, petrokimya, cam, maden, metal, banka, demiryolu gibi sektörlerden pek çok grev “milli güvenliği, genel sağlığı, ekonomik ve finansal istikrarı, şehir içi toplu taşıma hizmetlerini bozucu nitelikte” olduğu gerekçeleri öne sürülerek ertelendi. Grevin “60 gün süreyle ertelenmesi”, grevi fiilen yapılamaz hale getiriyor. Dolayısıyla erteleme, grev yasağı anlamına geliyor. Eti Maden işçilerinin grevine gelen yasak kararıyla birlikte 2003-2025 arasında, “erteleme” adı altında yasaklanan grev sayısı 22 oldu.

 

Türk-İş ve Hak-İş Geleneğini Bozmadı

Bu gece geç saatlerde ajanslara düşen haberde, Genel Maden İşçileri Sendikası (GMİS) Türkiye Taşkömürü Kurumuna bağlı maden ocaklarında yarın başlaması planlanan grevin; kamu çerçeve protokolünün yarın öğlen saatlerinde imzalanacak olması nedeniyle iptal edildiğini duyurdu.

Sendika ağaları ve hükümet el ele vererek kamu işçilerini bir kez daha sefalet ücretine mahkum etti.

Yüzde 90 zam talebi ile masaya oturan Türk-İş ve Hak-İş sendika ağaları yüzde 66’lık tavizle hükümetin yüzde 24’lük zam talebini olumlu olarak karşıladı.