Datça Kumluk Plajında, kıyı işgalleri, kıyıya verilen tahribatlar sürüyor. Datça’nın en güzel plajlarından olan Kumluk Plajında, denize kadar tüm kıyı, işletmelerin masa, sandalye ve yer yer de şezlongları ile işgal altında… Datça’nın plajlarında uzunca bir süredir, yurttaşlar için serbestçe deniz girebilmek mümkün değil. Kumluk Plajı uzun zaman Muğla Valiliği ya da Valilik tarafından anlaşmalı MUÇEV isimli bir şirket eliyle sahildeki işletmelere kıyı kullanım hakları dahil kiralanmıştı. Belediye’nin MUÇEV’e kiralanmayı engellemek için açtığı davalar birkaç yıl sürmüştü. Bir seneyi aşkın bir süredir, MUÇEV eliyle kıyı kiralamaları yapılmamasına karşın, işletmelerin kıyıların serbestçe kullanımına engel olan kullanımları, Belediye’nin verdiği sözlere rağmen engellenemedi.
En son geçtiğimiz hafta, işletmelerin kıyı boyunca yaptıkları izinsiz-ruhsatsız yapılaşma tasarruflarının kıyı boyunca denize kanal açma boyutlarına ulaştığı iddiaları sosyal medyada dolaştı. Çekilen fotoğraflar kıyıda, beton/ahşap kullanarak ya da taş döşeyerek platformlar yapmaya ya da kanal açmaya varıncaya kadar ruhsatsız-kaçak imar faaliyetlerinin de yapıldığını gösteriyor…
Muğla Çevre Platformu gönüllülerinin de olduğu Datçalı yurttaşlar, bu durumu kınayan açıklamalar yaptılar ve yapılan bu imalatların, masa-sandalye-şezlong işgallerinin derhal kaldırılması, kıyı şeridinin anayasa ve yasalarda belirtildiği gibi halkın serbestçe kullanımına açılması için gereğini yapmakla yükümlü olan Datça Belediye Başkanlığına ve Datça Kaymakamlığına yasal görevlerini hatırlatan dilekçelerini verdiler. Konunun yakından takipçisi olacaklarını da açıkladılar…
Datçalıların bugün (29 Nisan) Belediye ve Kaymakamlığa verilen dilekçe örneklerinde şunlar yazılıydı:
DATÇA KAYMAKAMLIĞINA / DATÇA BELEDİYE BAŞKANLIĞINA
Bizler İlçemizin İskele Mahallesinde ikamet eden mahalle sakinleriyiz. Kumluk Mevkii İlçemizin marka değeri olan güzide plaj alanlarından birisidir. Ancak ne yazık ki Kumlukta faaliyette bulunan bazı işletmeler bu kıyı alanını denize kadar şezlong ile işgal etmek suretiyle halkın kıyı ve denizden yararlanma hakkına engel olduğu gibi aynı zamanda da kıyıdaki kumsal alana fiziki müdahalede bulunmak suretiyle doğal yapıyı tahrip ediyor bozuyor.
Bilindiği üzere Anayasamızın “Kıyılardan yararlanma” başlıklı 43. Maddesi “ Kıyılar, Devletin hüküm ve tasarrufu altındadır. Deniz, göl ve akarsu kıyılarıyla, deniz ve göllerin kıyılarını çevreleyen sahil şeritlerinden yararlanmada öncelikle kamu yararı gözetilir.
Kıyılarla sahil şeritlerinin, kullanılış amaçlarına göre derinliği ve kişilerin bu yerlerden yararlanma imkan ve şartları kanunla düzenlenir.” Denilmekte, 3621 sayılı Kıyı Kanununun “Ceza Hükümleri” başlıklı “15. Maddesi ise “Kıyıda ve uygulama imar planı bulunan sahil şeritlerinde duvar, çit, parmaklık, tel örgü, hendek, kazık ve benzeri engelleri oluşturanlara ikibin Türk Lirasından onbin Türk Lirasına kadar idarî para cezası verilir. Ayrıca oluşturulan engellerin beş günden fazla olmamak üzere belirlenen süre zarfında kaldırılmasına karar verilir. Bu süre zarfında engellerin ilgililer tarafından kaldırılmaması halinde, masrafı yüzde yirmi zammıyla birlikte kendilerinden kamu alacaklarının tahsili usulüne göre tahsil edilmek üzere kamu gücü kullanılmak suretiyle derhal kaldırılır. (…)
Yukarıdaki fıkralarda sayılan fiillerin kıyının doğal yapısını bozacak bir etki meydana getirmesi halinde, daha ağır cezayı gerektiren bir suç oluşturmadığı takdirde, failleri hakkında altı aydan iki yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
Birinci fıkrada sayılan yerlerde ruhsatsız veya ruhsat ve eklerine aykırı olarak yapı yapan kişilere Türk Ceza Kanunu veya İmar Kanunu hükümlerine göre verilecek ceza bir kat artırılır.
İlgili kanunlarda belirtilen makamların yetkileri saklı kalmak üzere, bu maddede belirtilen idarî yaptırımlara karar vermeye mahalli mülki amir yetkilidir.”Denilmektedir.
Diğer yandan 2868 sayılı yasa ile de arkeolojik ve doğal sit alanlarına izinsiz müdahale, tarihi eserlerin tahribi yasaklanmış, bu tür fiiller cezai yaptırıma bağlanmıştır.
Mevzuatın bu derece açık ve net olmasına karşın Kumluk sahilinde bulunan “ADA BALIK” ve DUT DİBİ adlı işletmelerin, önündeki kumluk alanı tahta platformlar ile yükseltmek ve yağmur su kanalını doldurmak suretiyle kıyı kanununa ve bir yapı niteliği taşıması nedeniyle de 3194 sayılı İmar Kanunu hükümlerine aykırı şekilde iş ve işlemler yapmışlar ve yapmaya devam etmektedirler. Bu işlemler nedeniyle kıyıdaki doğal yapı bozulmuştur.
Biz mahalle sakinleri olarak böyle bir durumu arzu etmiyoruz, Devlet kurumlarının anayasal ve yasal sorumluluk ve görevlerini yerine getirerek işgali ve yasa dışı müdahaleyi sonlandıracağına olan inancımızı korumak istiyoruz.
Bu düşünce ve inançla da Kaymakamlığımıza ve Belediye Başkanlığımıza şikayetimizi iletiyor, kıyı tahribinin önlenmesi, doğal yapının korunması ve eski hale getirilmesi için gereğini arz ve talep ediyoruz. 29.04.2025
Yorumlar (0)