“Kitleleri baskı harekete geçirmez, ama umut ve kesinlik geçirir, -baskının sonunun yakın, daha iyi bir dünyanın gerçekten mümkün olduğu inancı. Böyle bir umudu ve kesinliği başarıdan başka hiçbir şey güçlendiremez.”
Immanuel Wallerstein
Derlediğimiz yorumlar, yayın organlarının ana temalarını ve yazarlar arasındaki farkları gösterebilmek amacıyla seçildi, kuşkusuz başka biri bambaşka bir seçim yapabilirdi.
...
Yeni Şafak’tan İbrahim Karagülle, seçim sonucunu değerlendirirken, şehrin Yahudi nüfusu üzerinden Siyonizm’in başkenti olarak gördüğü (sosyalistler için kapitalizmin başkenti olan) New York’un ve Mamdani’nin geleceğini Türkiye açısından ele alıyordu:
“Bize dokunan her şeyi reddeder, bize güç sağlayan yer gelişmeyi alkışlarız. ‘Türkiye Ekseni’ için hangisi faydalı ise ona sempati duyar, hangisi zarar verirse onun karşısında dururuz.
Ama açıkça ABD’nin kendi iç sorgulamasının büyümesini, dünyaya yaydıkları istikrarsızlığın kendi ülkelerine yönelmesini isteriz. Trump’a da, Zohran’a da bakışımız budur.
Zohran’ın Siyonizme karşı duruşu devam ederse alkışlanacaktır. Ve bu, ABD tarihinde ilk kez ve çok güçlü bir duruştur. Siyasi liderliğe doğru böyle bir duruş sergilerse büyük bir devrimci çizgi oluşturur. Aksi halde Demokrat kirlilik içinde kaybolup gidecektir.”
Bir başka Yeni Şafak yazarı ‘sosyolog’ Yasin Aktay konunun merkezine Hamas’ın Aksa Tufanı saldırısını (İsrail’in soykırımını değil!) yerleştiriyordu:
“Meşhur ABD’li sosyolog C. Wright Mills’in ABD siyasetini bloke etmiş olduğundan bahsettiği meşhur iktidar elitlerinin mevcut güncel oligarşisine karşı çalıştı. Bu blok soykırımcı işgalci İsrail semaları üzerindeki meşhur Demir Kubbe savunmasını andıran bir geçirmezliğe sahip. Mamdani bu demir kubbeyi deldi geçti. […]
ABD’de özellikle Gazze’deki soykırımından sonra İsrail’e karşı değişmeye başlamış olan kamuoyunun en somut sesi oldu New York seçimleri. Bu değişim neresinden bakarsanız Aksa Tufanı’nın bir sonucudur. Aksa Tufanı’nın dalgaları dünya düzeninin merkezinde yüksek para dağlarına, siyasi korkutma ve savunma duvarlarına çıkarak kaçmaya çalışan kibirli suratları yuttu. Tufan yükselmeye devam ediyor, daha neleri yutacak?”
Gene Yeni Şafak’tan Ömer Lekesiz ise gazetenin diğer yazarları İslamcı bir siyaset ve Türkiye açısından bakarken ABD demokrasisi ve İslam açısından bakmayı yeğliyor ve aşırı yorum yapanları uyarıyordu:
“Söz konusu müesses nizamda Müslümanlara, hatta sosyalistlere (Trump’ın çok korktuğu Komünistlere bile) yer vardır ancak o nizama muhalif olanlara asla yer yoktur. Bu nedenle Mamdani bir yeni Malcolm X olamayacağı gibi, Müslüman ailesinde doğup büyüdüğü için bir Elijah Muhammed de olmayacak; olsa olsa mezkur nizam şartlarınca iş tutan –umulur ki adil ve ahlaklı– bir şehir yöneticisi olabilecektir. […]
Mamdani için tüm kuşkuların, umutların, beklentilerin, komplo teorilerinin, Kolonyalizme mahsus toplumsal ve siyasi gerçekliklerin berisinde, onun Müslüman oluşunu da hassaten gözeterek ferdiyet planında şu ilahi hükme tabi olduğumuzu ifade etmek isterim:
‘Kim zerre miktarı hayır yapmışsa onu (karşılığını) görür. Kim de zerre miktarı şer işlemişse onu (karşılığını)’ görür. (Zilzal, 99/7-8)
Zikrettiğimiz bu hükümde Müslüman ve kafir ayrımı yapılmadığına göre konuyu mezkur esasta Hz. Ali’ye (ra) nispet edilen şu sözde mevzilendirebilirim:
‘Hakikatı insanların ölçüleriyle değil, insanları hakikatın ölçüleriyle tanıyınız.’
New York Belediye Başkanı Mamdani’ye muhabbet duyanların muhabbetlerine, düşman olanların da düşmanlıklarına, önce zikrettiğimiz hüküm ve bu söz zaviyesinden bakmalarını tavsiye ederim.”
AKP’ye muhalif eski AKP’ destekçilerinin yer aldığı bir gazete olan Karar’da, Şule Demirtaş New Yorkluların 11 Eylül saldırılarından sonra içine girdiği psikolojiyi ele alarak başladığı yazısında diplomasi diliyle ifade edildiği gibi “ihtiyatlı bir iyimserlik” salık veriyordu: “Mamdani’nin seçilmesi bize bir zafer değil, dünyanın en sert şehirlerinden birinde dahi değişimin mümkün olduğuna dair sakin bir uyarı sunuyor. Asıl ders, başkalarının adalet arayışını semboller üzerinden değil kendi iç muhasebemiz üzerinden okumak olmalı.”
Bir başka Karar yazarı Osman Sert’in değerlendirmesi, kendi içinde çelişkiler barındırsa da, en azından İslamcılık açısından Yeni Şafak yazarlarıyla benzeşiyordu:
“Müslüman ve demokratik sosyalist kimliği ile Mamdani’nin seçimini ABD’de yükselen bir dalga olarak okumak yanlış. En azından bugün itibarıyla tek bir kişi ve belediye ile sınırlı bir süreçten bahsediyoruz. Ama nasıl ki her ülkenin en büyük şehrinin siyasi ruhunun bütün ülkeyi etkileme potansiyeli varsa aynısı ABD için de geçerli. Burada önemli olan özellikle aktör ve söylem üretemeyen Demokrat Parti elitlerinin çıkaracakları dersler.
Mamdani’nin zaferini İslam’ın, Müslümanların zaferi ya da yükselişi kadar okumak ise her halde en temel sapmalardan biri olarak görülebilir. Bunun olabilmesi için Mamdani’nin savunduğu politikaları Müslüman bir ülkede rahatlıkla dillendirebiliyor olması [abç!] ya da söylemlerinin ideolojik omurgasını İslami düşünce tarzının dokumuş olması gerek. Ancak böyle olmasa da Mamdani’nin Müslüman kimliğini saklamaması, aksine savunması, Filistin konusunda New York gibi bir şehirde kolay cesaret edilemeyecek bir tutumu sahiplenmesi dini kimliği ile tutarlı bir söylem geliştirmesine de imkân sağladı.”
Karar’dan Salih Cenap Baydar ise, diğer İslamcı yazarların aksine, daha umutlu ve çok yönlü bakıyordu:
“Bu tarihi gelişmenin, arkadan gelecek çok dramatik bir dizi başka kırılmanın tetikleyicisi olacağını zannediyorum. […]
Bu son derece kozmopolit şehrin, kimliğini ve ajandasını açıkça ortaya koyan Mamdani’yi hem de böyle yüksek oyla seçmesi birçok ezberi de bozdu, komplo teorisini boşa çıkarttı!
ABD’yi ve dünyayı yöneten, yenilmez, kendilerinden habersiz kuş uçmaz Siyonistler komplosu çöpe gitti! […]
En büyük sürpriz, Siyonistlere karşı mücadelesinde Mamdani’ye en geniş desteğin Siyonizm karşıtı Yahudilerden gelmesi oldu. […]
Mamdani'nin zaferi, tüm insanlık için bir “zihinsel prangalardan kurtulma” fırsatıdır.
‘Ne yaparsak yapalım hiçbir şey değişmez’ diyenlere verilmiş tarihi bir cevaptır.
Öğrenilmiş çaresizliğin sandıkta yenilgisidir.
Eşkıyanın dünyaya hükümdar olmayacağını gösteren New York'a ve Mamdani’ye teşekkürler.”
Patronlar Dünyası’ndan Feramuz Erdin Mamdani’nin seçim başarısını (hani şu İstanbul’da muhalif gazeteciyi öldürten) Suudi Prens Selman’ın başlattığı ‘aydınlık İslam’ perspektifinden değerlendirmeyi seçiyordu: “New York gibi ikonik bir kentin yönetimini üstlenen eşi Zohran Mamdani ile birlikte bir ‘first lady’ olarak Rama Duwaji’nin, ‘aydın müslüman’ algısına nasıl katkı yapacağını ve birlikte ABD kamuoyundaki 11 Eylül saldırıları ile tetiklenen Müslümanlarla ilgiyi kötü algıyı silmekte ne kadar başarılı olabileceğini hep birlikte göreceğiz.”
Cumhuriyet’ten Örsan K. Öymen, İslamcılara benzer biçimde ABD karşıtlığı ve Türkiye’nin çıkarını öne çıkarıyordu:
“Kendisini demokratik sosyalist olarak tanımlayan Zohran Mamdani’nin geçtiğimiz hafta New York belediye başkanı seçilmesi, tarihsel önemde bir gelişmedir. […]
ABD emperyalizmini engellemek ABD içindeki antikapitalist ve antiemperyalist hareketle olanaklıdır. Bu hareketi hayalperestlik olarak nitelendirip karamsarlığa düşmek, Türkiye’ye de yarar sağlamaz.”
Ekonomi haberciliği yapan Ekonomim’in iki yazarı iki farklı bakış açısı sunuyordu. Atılım Murat’a göre,
“Amerikan kapitalist sisteminin kendilerini yüzüstü bıraktığını düşünen genç Amerikalılar; Sanders, Ocasio-Cortez ve Mamdani gibi sosyalist siyasetçilere son yıllarda ilgi gösteriyorlar. Bu ilginçtir çünkü sosyoekonomik göstergeler üzerinden son elli yıl analiz edilirse, sistemin çok başarılı olduğu görülür. […]
Amerikalı gençlerin bu tarz siyasetçilere ilgi göstermelerinin bir sebebi, aynen Türkiye’nin genç insanlarında da olduğu gibi, ev sahibi olma umudunun azalmasıdır. İki ülkede de farklı sebeplerle arz problemi vardır. ABD’de talebin çok güçlü olduğu bölgelerde, konut üretimi zorlaştırılmıştır. Arzın bu nedenle zayıf olması, ironik biçimde, demokratik sosyalizmle daha ilişkilidir.”
Ussal Şahbaz ise, önceki yorumların tamamıyla çelişen bambaşka bir çerçeve çiziyordu:
“Mamdani’nin genç de olsa hikâyesi, küresel ekonominin yeni ruhunu anlatıyor: kimlik, eşitsizlik ve ekonomik isyanın karışımı. Hint kökenli, Uganda doğumlu, New York’ta büyümüş bir sosyalist. […]
Siyasetimizin belli başlı her partisine egemen olan ve bugün New York’ta Mamdani’nin temsil ettiği düşünce tarzını en iyi biz biliyoruz. Bu, her şeyin sorumluluğunu dış güçlerde, tarihi adaletsizliklerde, ‘dünyayı yöneten 5 ailede’ arayan; gelir adaletsizliği sonucu oluşan marjinalleşmeyi somut bir politikaya dayandırmadan siyasi erdeme dönüştürmeye çalışan üçüncü dünyacı siyaset anlayışı. ABD de hızla bir üçüncü dünya ülkesi haline geliyor!”
Serbestiyet’te ABD siyasetine ilişkin yazılarıyla öne çıkan Yunus Emre Erdölen’in Mamdani değerlendirmesi umut doluydu:
“Fakat şimdi önünde çok daha büyük bir yol var.
İsrail uğruna demokrasi ve insan hakları gibi değerleri ayaklar altına alan Batı’ya ve bu fırsattan istifade bir tekmeyi de bu değerlere hevesle savuran Doğu’ya inat yeni bir yol çizmek. Başkalarına ilham vermek, örnek olmak.
Bugüne kadar ciddi bir işte çalışmamış Zohran’ın vaatlerini gerçekleştirip gerçekleştirmeyeceğinden, çöpleri iyi toplayıp toplamayacağından emin olmak zor. Fakat bunun pek önemi de yok. Zira Zohran’ın çok daha önemli bir yolu var ve bu ışıklı yolu tek başına yürümeyeceği de kesin.”
Birgün’den Hüseyin Saygılı, Mamdani’nin seçim öncesi çalışmalarına dikkat çekerek umudu ve halkın katılımını öne çıkarıyordu:
“Mamdani’nin başarısı, kent yoksullarının gerçek sorunlarını tespit etmesinden, bu sorunlara samimi çözüm önerilerinden kaynaklanıyor. Halkın somut ihtiyaçlarına dokunan bir sol siyasetin, en zor koşullarda bile başarıya ulaşabileceğinin en güncel kanıtıdır. New York’ta uygulanıp uygulanamayacağını zaman içinde göreceğiz.
Kuşkusuz halkın vereceği destek bunda önemli rol oynayacaktır. […]
Zohran Mamdani’nin başarısı, yalnızca bir seçim zaferi değil; halktan, ezilenden yana siyaset yapan herkes için bir ders, bir umut ve bir çağrıdır.”
Bir başka Birgün yazarı Doğan Tılıç, umut konusunda daha temkinliydi:
“Mamdani seçim zaferiyle yarattığı umudun yanında elitlerin açık ve sinsi öfkesini de büyüttü. Verdiği sözleri yerine getiremezse, özellikle servet vergisi konusunda, şimdi
büyüttüğü umuttan daha büyük düş kırıklığına yol açacaktır.
Derdim oğlumun ya da bir başkasının sevincini kursağında bırakmak değil, tersine New York ve Mamdani’den burada da büyük sevinçler yaşamaya hizmet edecek dersler çıkaralım istiyorum. […]
Mamdani düzene karşı yükselen derin tiksintinin içinden, insanların onu değiştirme arzunu somutlayan bir zafer çıkardı.
Bizim yapmamız gereken ise zilleri takıp oynamak değil de bu kıssadan hisse çıkarmak: Kralı alt etmenin yolu; parti ağlarının ötesinde bir kitlenin birlik ve mobilizasyonundan, kampanyanın merkezine insanların yaşamlarına dokunan çok somut önerileri koymaktan ve cesaretten geçiyor. Umut da burada!”
Evrensel yazarı Aras Coşkuntuncel işçi ve emekçilere Mamdani’nin seçim öncesi çizgisinin ehlileşeceği uyarısını yapıyordu:
“Kendini Demokrat Partiye eklemleyen ve Demokrat Partiyi seçimlere odaklı, yerel ya da federal düzeyde seçtirebildikleri adaylarla içeriden değiştirebileceğine inanan ‘Demokratik Sosyalistler’ ve Mamdani’ye çok güvenmemek lazım. Mamdani’nin yeni bir Bernie Sanders ya da Alexandria Ocasio-Cortez olacağı açık. […]
Bunun getirisi olarak ve arkasındaki ‘Demokratik Sosyalistler’in Demokrat Partiye eklemlenmiş bir siyaset izlemesinden dolayı kendisi de başkanlığını sürdürebilmek için bir şekilde parti içinde kalıp içeride uzlaşmaya yönelecek. Demokrat Partide ise aynı anda iki yaklaşım vardı. Bir grup adaylığının altını oymaya çalışırken Obama ve Bernie Sanders’ın başını çektiği grup Mamdani’yi makulleştirip parti içinde bir oyuncuya çevirmeye ve kampanyasını, örülen ağı Demokrat Partiye devşirmeye uğraşıyordu. İlk grup kaybetti, ikinci grup başarılı oluyor.”
Bir diğer Evrensel yazarı Cihan Tuğal gelecek konusunda bu kadar karamsar değildi ve son kararı Mamdani kampanyasında yer alanların vereceğini söylüyordu:
“Önümüzdeki esas soru şu: Mamdani’yi seçtiren on binlerce kişi evlerine mi dönecek, yoksa toplumun her hücresinde sosyalist taban örgütlenmeleri kurarak başkanı verdiği sözler için mücadele etmeye mecbur mu bırakacak? New Yorkluların bu soruya pratikleriyle vereceği cevap, dünya kapitalizminin gidişatını değiştirebilir.”
Çağatay Anadol ise, T24’te Mamdani’nin İstanbul versiyonuna ilişkin bir projeksiyon yapmayı ve aynayı Türkiye’ye tutmayı tercih etmişti:
“Artık New York’un Belediye Başkanı Müslüman sosyalist Zohran Mamdani.
Ben de mesela dedim: Cumhuriyet Halk Partisi İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayını belirlemek için ön seçim yapmış (aman Allah’ım!). Ön seçime İstanbullu bir Ermeni sosyalist de katılmış (aman Allah’ım!). Yaklaşık bir milyon seçmenin oy kullandığı bu ön seçimde, seçmenlerin yüzde 56’sının desteğini alan Ermeni yoldaşımız CHP’nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı olmuş (aman Allah’ım!). Dört ay sonra yapılan seçimlerde de, en yakın rakibine dokuz puan fark atarak İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı seçilmiş (aman Allah’ım!).
Bir kez daha anlıyoruz New York ile İstanbul arasında 8 bin kilometre olduğunu!”
Son olarak bir de ABD’de yapılan, ancak Türkiye’de de paylaşılan bir değerlendirmeyi aktaralım. Amerikan Demokratik Sosyalistleri üyesi Michael Kinnucan Jacobin’de soruyor ve yanıtlıyor:
“Peki şimdi ne olacak? Mamdani’nin seçilmesi, sekiz, dört veya iki yıl önce çoğu New Yorklu sosyalistin en cüretkâr hayallerinin ötesinde bir başarıyı temsil ediyor. Ancak bu, birçok kişinin işaret ettiği gibi, mücadelenin sadece başlangıcıdır. Önümüzdeki dört yıl içinde şehir olarak birlikte başarabileceklerimize çok şey bağlı — hem konut ve çocuk bakımı gibi krizlere kamusal çözümler sunmak hem de her şeyden önce New York’un yüz binlerce göçmenini Trump’ın etnik temizlik kampanyasından nasıl koruyabilmek.”
Başarının kesinlikle bir garantisi yok. Ancak New Yorklular için Mamdani yönetimi, karşı koyma fırsatı yaratıyor ve ülke genelindeki sosyalistler içinse kampanyası, iktidarı inşa etmek için altyapı oluşturmanın bir planını sunuyor.”
Not 1: Yeni Şafaktan Derlenenler
1.1 https://www.yenisafak.com/yazarlar/ibrahim-karagul/zohran-mamdani-siyonistlerin-baskentinde-musluman-baskanmuslumanlar-gocmenler-fakirler-soykirima-abdden-cevap-verdiabd-iki-korkusuyla-da-yuzlesiyoryahudiler-new-yorktan-kacacak-miisrail-komplosu-icin-her-sey-tamam-4765927 (06.11.2025).
2.1 https://www.karar.com/yazarlar/sule-demirtas/mamdani-kazaninca-biz-de-kazanmis-mi-sayildik-1605789 (07.11.2025).
2.2 https://www.karar.com/yazarlar/osman-sert1/mamdaninin-secimi-1605807 (08.11.2025).
2.3 https://www.karar.com/yazarlar/salih-cenap-baydar/mamdaninin-bozdugu-ezberler-1605806 (08.11.2025).
Not 3:
3.1 https://www.patronlardunyasi.com/new-yorkun-ilk-musluman-belediye-baskani-zohran-mamdani-ve-lady-diana-zari*igi-tasiyan-suriye-asilli-esi-rama-duwaji-batida-neleri-degistirebilir (07.11.2025).
3.2 https://www.cumhuriyet.com.tr/yazarlar/orsan-k-oymen/new-york-taki-umut-2450800 (08.11.2025).
3.3 https://www.ekonomim.com/kose-yazisi/refahin-isyani/853746 (07.11.2025)
3.4 https://www.ekonomim.com/kose-yazisi/new-yorkun-yeni-belediye-baskani-ve-abdnin-ucuncu-dunyalasmasi/853755 (08.11.2025).
3.5 https://serbestiyet.com/gunun-yazilari/sosyalistiz-elhamdulillah-zohran-mamdani-new-york-secimlerini-nasil-kazandi-223293/ (07.11.2025).
3.6 https://www.birgun.net/makale/mamdani-nin-zaferi-ve-solun-yeniden-umudu-667181 (07.11.2025).
3.7 https://www.birgun.net/makale/mamdani-ve-umut-667227 (08.11.2025).
3.8 https://www.evrensel.net/yazi/98027/demokratik-sosyalist-mamdani-new-yorku-kazandi-simdi-ne-olacak (07.11.2025).
3.9 https://www.evrensel.net/yazi/98036/sosyalist-yukselis-daginik-ama-yine-de-oligarsiye-bir-darbe (08.11.2025).
3.10 https://t24.com.tr/yazarlar/cagatay-anadol/karizma,52295 (08.11.2025).
Yorumlar (0)