Bir. İki. Üç . Daha Fazla Politeknik Direniş

Yunanistan, 1967’de Albaylar Cuntası olarak bilinen askeri darbe ile demokrasiden uzaklaşmıştı. Georgios Papadopoulos liderliğindeki rejim, komünizm korkusuyla ve ABD desteğiyle ülkeyi demir yumrukla yönetiyordu. Basın sansürü, siyasi tutuklamalar, işkence ve muhaliflerin sürgünü gibi uygulamalar, toplumda derin bir hoşnutsuzluk yaratmıştı. Ekonomik büyüme vaatlerine rağmen, rejim özgürlükleri kısıtlamış ve üniversiteleri sıkı denetim altına almıştı. Öğrencilerin temsilcileri seçimlerinin yasaklanması gibi kararlar, gençler arasında birikmiş öfkeyi tetikledi.

 Bir. İki. Üç . Daha Fazla Politeknik Direniş

Yunanistan’daki Politeknik Direnişi: Anlam ve Önemi

Yunanistan’ın yakın tarihinin en ikonik olaylarından biri olan Politeknik Direnişi, 1973 Kasım’ında Atina Politeknik Üniversitesi’nde patlak veren bir öğrenci ayaklanmasıdır. Bu direniş, 1967-1974 yılları arasında ülkeyi yöneten askeri cuntaya karşı halkın kitlesel bir reddiyesi olarak tarihe geçmiş ve demokrasiye geçiş sürecinin dönüm noktalarından biri olmuştur. Direniş, sadece bir üniversite protestosu olmanın ötesinde, baskıcı bir rejime karşı özgürlük ve adalet mücadelesinin sembolü haline gelmiştir.

        Cunta Dönemi ve Bastırılmış Toplum

Yunanistan, 1967’de Albaylar Cuntası olarak bilinen askeri darbe ile demokrasiden uzaklaşmıştı. Georgios Papadopoulos liderliğindeki rejim, komünizm korkusuyla ve ABD desteğiyle ülkeyi demir yumrukla yönetiyordu. Basın sansürü, siyasi tutuklamalar, işkence ve muhaliflerin sürgünü gibi uygulamalar, toplumda derin bir hoşnutsuzluk yaratmıştı. Ekonomik büyüme vaatlerine rağmen, rejim özgürlükleri kısıtlamış ve üniversiteleri sıkı denetim altına almıştı. Öğrencilerin temsilcileri seçimlerinin yasaklanması gibi kararlar, gençler arasında birikmiş öfkeyi tetikledi.

1973 yılına gelindiğinde, cuntaya karşı direniş belirtileri artıyordu. Öğrenciler, üniversitelerde grevler ve protestolar düzenlemeye başlamıştı. Politeknik Üniversitesi, mühendislik ve teknik eğitim veren bir kurum olarak, genç entelektüellerin toplandığı bir merkezdi. Bu bağlamda, direnişin fitili, öğrenci seçimlerinin ertelenmesi ve rejimin üniversiteye müdahalesi ile ateşlendi. Öğrenciler, 14 Kasım’da üniversiteyi işgal ederek, cuntaya karşı bir direniş üssü haline getirdi.

   İşgalden Kanlı Müdahaleye

Politeknik Direnişi, üç gün süren yoğun bir mücadeleyle şekillendi. Öğrenciler, üniversite binalarını barikatlarla korudu ve bir radyo istasyonu kurarak halka seslendi. “Burası Politeknik! Burası özgür Yunanistan’ın sesi!” gibi sloganlar, Atina sokaklarında yankılandı ve binlerce işçi, yurttaş ve muhalif direnişe katıldı. Direnişçiler, demokrasi, özgürlük ve cuntanın devrilmesini talep ediyordu. Bu süreçte, “Ekmek, Eğitim, Özgürlük” gibi sloganlar, hareketin sosyo-ekonomik boyutunu da vurguluyordu.

17 Kasım gecesi, ordu tanklarla üniversiteye girdi. Bir tank, üniversite kapısını yıkarak içeri daldı ve güvenlik güçleri ateş açtı. Resmi rakamlara göre 24 kişi öldü, yüzlerce yaralandı; ancak bağımsız kaynaklar ölü sayısının daha yüksek olduğunu belirtir. Bu kanlı müdahale, rejimin vahşetini gözler önüne serdi ve uluslararası kamuoyunda büyük tepki çekti. Direniş, cuntanın zayıflığını ifşa ederek, rejimin sonunu hızlandırdı. Bir yıl sonra, 1974’te Kıbrıs kriziyle birleşen iç baskılar sonucu cunta düştü ve demokrasiye geçiş başladı.

        Özgürlük Mücadelesinin Sembolü

Politeknik Direnişi’nin anlamı, öncelikle gençliğin ve entelektüel kesimin baskıcı rejimlere karşı rolünde yatar. Bu olay, öğrencilerin pasif mağdurlar olmaktan çıkıp aktif direnişçiler haline gelmesini simgeler. Direniş, bireysel özgürlükten ziyade kolektif bir mücadeleydi; işçilerle öğrencilerin ittifakı, sınıf temelli bir başkaldırıyı temsil ediyordu. Ayrıca, direnişin radyo yayını gibi yenilikçi yöntemleri, modern protesto taktiklerinin öncüsü oldu.

Anlam açısından, Politeknik, Yunanistan’da  demokrasiye geçiş döneminin katalizörüydü. Rejimin meşruiyetini sarsarak, sivil toplumun gücünü gösterdi. Kadınlar, işçiler ve azınlıklar gibi marjinal grupların katılımı, direnişi kapsayıcı kıldı. Mitolojik bir boyut da kazandı: Tankın kapıyı yıkması, baskının somut bir simgesi haline geldi ve sonraki nesiller için ilham kaynağı oldu.

 Kalıcı Miras ve Güncel Yankılar

Direnişin önemi, Yunanistan’ın demokratikleşme sürecindeki rolüyle sınırlı değildir. Her yıl 17 Kasım’da anılan bu olay, ulusal bir bayram haline gelmiş ve demokrasi eğitiminin parçası olmuştur. Politeknik, otoriter rejimlere karşı küresel direnişlerin ilhamı oldu; örneğin,  2011 Arap Baharı gibi hareketlerde benzer motifler görüldü.

Günümüzde, direnişin önemi, Yunanistan’daki ekonomik krizler ve siyasi gerilimler bağlamında yeniden yorumlanıyor. 50. yıldönümünde (2023), anma etkinlikleri gençlerin güncel sorunlara (eğitim kesintileri, polis şiddeti) bağladığı protestolara dönüştü. Bu, Politeknik’in statik bir tarih olayı değil, yaşayan bir miras olduğunu gösterir. Ayrıca, direniş, hafıza politikalarının önemini vurgular: Resmi anlatılarla halk mitleri arasındaki gerilim, toplumun geçmişle yüzleşmesini sağlar.

Sonuç olarak, Politeknik Direnişi, baskıya karşı cesaretin ve kolektif iradenin zaferi olarak Yunan tarihinin ayrılmaz bir parçasıdır. Anlamı özgürlük mücadelesinde, önemi ise demokrasinin kırılganlığını hatırlatmada yatar. Bu olay, gelecek nesillere, sessizliğin değil eylemin değişimi getirdiğini öğretir. Yunanistan’ın demokrasi yolculuğunda Politeknik, hem bir yara izi hem de bir zafer nişanı olarak kalmaya devam edecektir

Yorumlar (0)

Bu içerik ile henüz yorum yazılmamış