Bizim Yaşar Hoca (Balcı)

"Emekli olunca duraksamadı; HDP saflarında sürdürdü mücadelesini, halkın nabzını tutmak için koşturdu. Tarım birikimiyle toprağı canlandırırken insanları da besledi; verimli ekim sırlarını dayanışma ile paylaştı. Köylü sohbetlerinde tohumun filizlenişini anlatırken, asıl devrimin nasıl kök saldığını öğretirdi. Yazıköy’ün yemyeşil ovalarından Betçe’nin engebeli patikalarına dek, her yolcuya rastladı; bir bardak çay eşliğinde öyküler paylaşıldı, umutlar yenilendi. O, bir köprü gibiydi; kuşakları birbirine bağlar, fikirleri akıtıp dururdu."

Gençliğinde tutuşan o devrim kıvılcımı, öğretmenliğinin ilk yıllarında Elazığ’ın Karakoçan ilçesinde, siyasal tartışmaların sıcaklığında olgunlaşıp şekillendi. 1970’lerde, Karakoçan’ın sokaklarında ülkenin gizli gerçeklerini keşfetti ve son soluğuna dek inandığı yolda yürüdü. O ateş, onu meydanlara taşırdı, düşünceleri eyleme dönüştürürdü; hiç sönmedi, yalnızca biçim değiştirdi. Okullarda ders verirken Eğitim-Sen ve KESK’in yanında saf tuttu, öğrencilerine bilgiyle birlikte adalet ve eşitlik duygusunu aşıladı. Sınıflardaki yankısı, sendika salonlarında yükselirdi; hak mücadelesinde, grevlerde, yürüyüşlerde yorulmadan ter döktü.
Emekli olunca duraksamadı; HDP saflarında sürdü mücadelesini, halkın nabzını tutmak için koşturdu. Tarım birikimiyle toprağı canlandırırken insanları da besledi; verimli ekim sırlarını dayanışma ile paylaştı. Köylü sohbetlerinde tohumun filizlenişini anlatırken, asıl devrimin nasıl kök saldığını öğretirdi. Yazıköy’ün yemyeşil ovalarından Betçe’nin engebeli patikalarına dek, her yolcuya rastladı; bir bardak çay eşliğinde öyküler paylaşıldı, umutlar yenilendi. O, bir köprü gibiydi; kuşakları birbirine bağlar, fikirleri akıtıp dururdu.
Ne var ki, o zalim hastalık vurdu onu; kanser denen belaya yenik düştü bedeni. Yine de pes etmedi, son dakikaya kadar gülümsedi, yol gösterdi. 23 Ekim’de aramızdan ayrıldı; gök bir ışığını daha yitirdi. Ama bıraktığı izler, silinmez bir mühür gibi toprağa işlendi. Her baharda tomurcuklanan çiçeklerde, her direnişte yükselen çığlıklarda o var olur; Yaşar Hoca, ismi gibi, ebediyen yaşar.

Cumartesi (25.10'25) sa: 16.00'da Yazıköy'den Sonsuzluğa Uğurlayacağız, Yaşar Hoca'yı...