ilk bölümden devam (bkz: https://www.dayanisma-datca.org/kara-kizil-devrimci-yakinliklar-catismali-pratikler/ )
Birinci Enternasyonal,Tarihsel İttifak
1864’te Londra’da kurulan Uluslararası Emekçiler Birliği (Birinci Enternasyonal), işçi sınıfının ilk gerçek uluslararası örgütüydü ancak homojen olmaktan çok uzaktı. İçeride İngiliz trade-union’cular, Fransız Proudhoncu mutualistler (karşılıklılık yanlıları), Blanquist devrimciler ve Marx’ın çevresindeki bilimsel sosyalistler bir aradaydı. Teorik olarak bu kadar farklı hattın sürekli çatışması beklenirdi; oysa 1866-1869 yılları arasında, Marksistler ile anarşist/liberter kanat arasında şaşırtıcı ve stratejik bir yakınlaşma yaşandı.
Bu yakınlaşmanın anahtarı, Fransız delegeler arasında yükselen "Sol Proudhoncular" ya da o dönemki adlarıyla **"Kolektivistler"**di. Eugène Varlin, César De Paepe ve Bakunin’in yakın çevresinden Adhémar Schwitzguébel gibi isimler; Proudhon’un "küçük mülkiyete dayalı eşit takas" fikrini artık yetersiz buluyorlardı. Onlara göre banka ve kredi kooperatifleriyle yetinilemezdi; madenlerin, demiryollarının ve toprağın doğrudan kolektif mülkiyete geçirilmesi şarttı. İşte bu "kolektivizm" vurgusu, Marx ve Engels’in yıllardır savunduğu tezle anarşist kanadın devrimci yüzünü aynı çizgide buluşturdu.
Zafer Anı: Brüksel ve Basel Kongreleri
1868 Brüksel Kongresi bu ittifakın zirvesi oldu. Kongrede "üretim araçlarının topluma (kolektif) ait olması gerektiği" kararı, ezici bir çoğunlukla (30’a karşı 4 ret, 14 çekimser) kabul edildi. Karar; toprak, maden, demiryolu ve fabrikaları kapsıyordu. Bu, Proudhon’un 1840’lardaki "bireysel zanaatkâr mülkiyeti meşrudur" görüşünün tarihsel olarak aşılması demekti. Varlin ve arkadaşları, Marx ile aynı cephede yer alarak Sağ Proudhoncuları (Tolain, Chemalé gibi) tasfiye ettiler.
Marx, kongreden sonra Engels’e yazdığı mektupta zaferini şöyle ilan ediyordu: "Fransızlar nihayet kolektivizmi kabul ettiler; Proudhon’un küçük burjuva hayalleri çöktü." Aynı günlerde Varlin, Paris’te işçilere sesleniyordu: "Artık mutualist değiliz, kolektivistiz." 1869 Basel Kongresi’nde toprak mülkiyetinin toptan kolektifleştirilmesi kararıyla bu ittifak perçinlendi. Marx ve Bakunin taraftarları, sermayeye karşı ortak bir "kolektivist" cephe kurmuştu.
Turnusol Kağıdı: Paris Komünü (1871)
1871 Paris Komünü, hem Marx’ın hem de Bakunin’in teorik hayatlarının en büyük laboratuvarı oldu. İkisi de Komün’ü "işçi sınıfının ilk iktidarı" olarak coşkuyla selamladı. Ancak aynı olaydan çıkardıkları dersler, gelecekteki büyük kopuşun habercisiydi.
Ortaklaştıkları Noktalar (Komün’ün Devrimci Niteliği):
Ayrıştıkları Noktalar (Dersler ve Sonuçlar):
Aynı barikatta savaşılmasına rağmen, Komün'ün yenilgisi iki akım arasındaki "geçiş dönemi" tartışmasını alevlendirdi...
devam edecek....
Yorumlar (0)