Kontes’in ölümü diğer patileri kurtaracak İKİNCİ PERDE (Birinci Bölüm)

Kontes’in kaybı sonrası Datça Hayvanları Sevenler Derneği Datça Belediyesi ile görüşmüştü. Toplantı sonrasında derneğin yaptığı basın açıklamasını paylaşmıştık. Gelişmeleri ve Datçadaki sokak hayvanlarının durumunu anlamak için Sayın Nejla Okyay ile bir söyleşi yaptık. Söyleşi iki bölüm olarak yayınlanacak.

Kontes’in ölümü diğer patileri kurtaracak İKİNCİ PERDE    (Birinci Bölüm)

Nejla Hocam ne zamandır planladık ama ancak söyleşebiliyoruz. Yoğun bir tempo sanırım…

Ameliyatlı bir köpek vardı. İlgilenmek lazımdı, eve aldım, onunla ilgilendim. Hassastı durumu, toparladı.

Geçmiş olsun Nejla Hocam. Öncelikle sizi tanısak?

1993 yılında Datça'ya yerleştim. İşletmecilik yapıyordum ilk zamanlar. Her hayvansever gibi çevremdeki kedi-köpekle ilgileniyordum. Sonra işletmeciliği bıraktım, bakıcılık tam zamanlı işe dönüştü neredeyse diyor gülümseyerek.

Peki dernek? Kuruluşu, dahil olmanız?

Dernek 1994 yılında kurulmuştu. Yılda bir kez kermes yapıyordu, geliriyle sokak hayvanlarının bakımını, beslenmesini yürütmeye çalışıyordu. Daha çok Datça'da yaşayan Alman arkadaşlar yürütüyordu çalışmaları. Ben 98 yılında dahil oldum derneğe.

Yönetimdesiniz sanırım. Barınağın var olması?

Yönetimdeyim ve daha çok saha elemanı… 2000 yılı sanırım şimdiki barınak yeri satın alındı. Alman merkezli Datçadogs ayarladı bu işleri, maddi kaynak sağlandı. Alanın etrafının çevrilmesi, binaların inşaat işleri başlatıldı. İnşaat şirketlerinden destek alındı, 2 bina yapıldı. Sonrasında yavaş yavaş bölmeler, kulübeler yapıldı. Bu işler de gönüllülerin desteğinde ve Datçadogs kaynakları ile yapıldı. Bu esnada barınak yerini alan kişiler bir karar alarak derneğe hibe ettiler, tapu derneğin mülkiyetine geçti.

Ve barınak çalışmaya başladı sanırım.

Çalışmalar, hazırlıklar falan 2008 yılını buldu. Barınak bu tarihte işletmeye açıldı diyebiliriz. Geçen süre içinde gerek Datçadogs gerekse gönüllüler maddi ve ayni katkıları devam etti. Barınak içindeki evde konaklayacak bir aile bulundu. Patilerin beslenmesi, bakımları, temizlik gibi faaliyetler aile tarafından yürütülüyordu. Sağ olsunlar çok emekleri geçti. Cüzi bir ücret de ödeniyordu tabii. Derken Adnan arkadaşımız rahatsızlandı ve aile ayrılma kararı verdi.

Kurulu düzen bozuldu yani… Nasıl çözdünüz?

2018 yılıydı. Panik olduk başlangıçta. Şimdiki görevli arkadaşımız Nami ile görüştük. İki gün içinde gelip çalışmaya başladı, daha sonra Başkanımız oldu, halen de bu görevde.

Peki derneğin kaç üyesi var, daha önemlisi barınağın bakım kapasitesi nedir, kaç pati?

70 civarı üyemiz var. Çoğunluk aktif olarak çalışıyor, maddi yardımlarla da destek veriyorlar. Şu anda 67 can var barınakta. Bunlar tarafımızca sahiplenildi. Biliyorsunuz yeni yasa ile sahiplenme zorunluluğu getirildi, yoksa bakamıyorsunuz. 

Barınağın dizaynı nasıl yapıldı, genel kuralları vardır.

Literatürü inceledik, araştırma yaptık, dolaştık. Muğla'daki büyük bakım merkezi var, orayı da ziyaret ettik.

Muğla? Özel bir yer mi, yoksa belediyenin yeri mi?

Belediye. Büyükşehir Belediyesinin. Çok güzel bir tesis. Temiz, çok fazla yapı var. Kocaman odalar. Yasak ırklar için ayrı bir bölme var, diğerlerinin güvenliği açısından. Küçük, orta, büyük ırklar için ayrı bölmeler var.  2 büyük açık alan. Koşsunlar, gezinsinler diye.

Şaşırdım. Siz böyle anlatınca… Bizler sanki böyle yan yana kulübeler falan diye düşünüyoruz hep. Ya da medyada gördüklerimiz böyle yerler.

Yok, böyle olmak zorunda, sağlık, emniyet, huzur açısından.

Sizin barınak kapasitesi demiştik?

Demiştim şu anda 67 konuk var. Mecburiyetten. Kapasite 60 diye anılabilir aslında. Zorunluluk durumunda, itiş-kakış 80 konuk en, en fazla.

Telefonu çalıyor bu sırada Nejla Hocanın; “Özür dilerim buna bakmam lazım”. Konuşma dinlenmez ama eliyle işaret ediyor, kulağımı işaret ediyor, dinlememi istiyor. Arayan belediyeden bir görevli. Bir esnaf arkadaşın dükkanın önünde kendi çabalarıyla baktığı bir “sokak gezgini” konu. Belediyeyi aramış, “çok acı çekiyor bu can, artık uyutsak mı” demiş, üzgün. Hayvan çok yaşlı ve ur oluşmuş, kocaman, arka tarafında, belli ki canı da çok yanıyor. Siz de bir bakar mısınız diyor belediyedeki ilgili kişi. Bir arkadaşını arıyor Nejla Hoca, “bakar mısınız” diyor, “ben biraz meşgulüm”. Gidiyor birkaç kişi bakmak için. Öğreniyorum; en az iki uzmanın görmesi gerekiyormuş böyle bir karar için, yoksa suç olurmuş.   

Zor iş bu bakımlar diyor, bir de Leishmania hastalığı var. Sinekler yoluyla bulaşıyor. Datça’da da yaygın. Tedavisi yok, iyileşse de tekrar ediyor. Hastalık iç organları bitiriyor, tedavi eden ilaç böbreklere zararlı yan etki olarak. Urikoliz diye bir ilaç var kullanılan. Bulunmuyor, eee para lazım… Yetemediğimiz yerde özel veteriner kliniklerinden destek alıyoruz. Ne kadar iyi niyetli olsalar da destek olsalar da pahalı çözüm sonuçta, ilacı falan…

Mama sıkıntısına da değineyim. Belediye mama desteği veriyordu, ihaleye çıkıyordu. Hükümetin yeni yasası ile bu da yok artık, bu tip işlemleri yasakladı yeni yasa. Mama makinası almıştı belediye. Yürümedi ama, verimsizdi. Hammadde sıkıntısı var hem de kurutma sonunu var. Bekletemiyoruz mamaları, bir gecede küf oluyor, zehirli oluyor, nemli kalıyor ya. Kurutmak gerek ama olmadı bir türlü, yürümedi. Hammaddeyi lokantalardan sağlıyordu belediye, turizm sezonu sonrası yok tabii. Marketlerden kullanım tarihi yaklaşan ürünleri veriyorlar bize sağ olsunlar. Ama çok yetersiz tahmin edeceğiniz gibi.

Nasıl çözüyorsunuz peki?

Destekçilerin dayanışması ve Datçadogs ile çözülüyor. Ama nereye kadar, ne kadar?

Belediye ile protokolünüze ve belediyenin barınağına gelmeden önce, bir de sokaktakiler var... Onların sayısı nedir tahmininizce ve nereden geliyor bunlar?

Tam bilemiyoruz tabii. Köyleri de bilmiyoruz ama 500 civarı tahminen.

Gözlerim büyüyor şaşkınlıktan. O kadar çok yani? 

Olurluyor kafasını sallayarak. Köpek üretenler var. Büyük-küçükbaş hayvan üreticileri özellikle Kangal-Kangal kırması türleri istiyor. Doğurganlığı kesilene kadar doğurtuyorlar dişi hayvanları. Verim düşünce de atıyorlar sokağa. Bakıma aldığımız böyle hayvanlar var. Tükenmişler, rahimlerinde kist falan olmuş artık fazla doğumdan. Bunların bir kısmı doğum sayısı azalsa da gene de doğum yapıyor sokaklarda. Bir de dişi yavrular ve beğenilmeyenler. Dişi yavrular çok istenmiyor, onları da sokaklara bırakıyorlar. Bakmak istenmeyip sokağa bırakılanlar zaten malum ve yazlıkçıların bıraktıkları. Üretilen özel cinsler de var. satılamayıp sokağa atılan.   

Söyleşi serdar otrav

Yorumlar (0)

Bu içerik ile henüz yorum yazılmamış