Ya Hep Beraber Ya Hiç Birimiz

"Kapitalizmin eleştirisinde sıkça düşülen bir yanılgı, sorunların tepedeki “kötü aktörler” ya da bireysel açgözlülükten kaynaklandığını düşünmektir. Ancak Marx, sorunun bireylerde değil, sistemin kendisinde olduğunu vurgular. Kapitalist sistem, bireyleri belirli bir şekilde davranmaya zorlar. Örneğin, bir fabrika sahibi işçilere daha iyi ücretler ödemek istese bile, piyasadaki rekabet nedeniyle maliyetlerini düşürmek zorundadır. Aksi takdirde, daha ucuz üretim yapan rakipler karşısında iflas eder. Bu, bireysel ahlak meselesi değil, sistemin dayattığı bir zorunluluktur."

Ya Hep Beraber Ya Hiç Birimiz

 Neden  Kurtuluş yok Tek Başına  

1911 yılında yayımlanan “Kapitalist Sistem Piramidi” görseli, kapitalizmin hiyerarşik yapısını çarpıcı bir şekilde gözler önüne seren bir temsildir. Bu piramit, toplumun sınıfsal katmanlarını net bir şekilde ortaya koyar: en altta işçiler, ortada yöneticiler ve küçük burjuvazi, en tepede ise sermaye sahipleri. Ancak bu piramit, yalnızca bir statü veya servet hiyerarşisini değil, aynı zamanda kapitalist sistemin işleyiş mantığını ve bireyleri nasıl şekillendirdiğini de ifade eder. Karl Marx’ın analizine dayanan bu temsil, kapitalizmin bireylerin iradesinden bağımsız olarak işleyen yapısal bir sistem olduğunu vurgular. Bu yazıda, Marx’ın kapitalizm eleştirisi üzerinden, sistemin bireyleri ve toplumu nasıl bir mantığa zorladığını ve bu bağlamda “kurtarıcı” beklentisinin neden naif bir yaklaşım olduğunu anlatır.

Ya Hep Beraber Ya Hiç Birimiz

Kapitalizmin Yapısal Mantığı

Marx’a göre, kapitalizm yalnızca bir ekonomik düzen değil, aynı zamanda toplumsal ilişkileri ve bireysel davranışları şekillendiren bir sistemdir. Para, yani sermaye, bu sistemde bir araç olmaktan çıkar ve bireylerin davranışlarını yönlendiren bir güç haline gelir. İşçi, emeğini satarak hayatta kalmak zorundadır; yönetici, maliyetleri düşürerek ve verimliliği artırarak pozisyonunu korumak zorundadır; hatta sermaye sahibi bile, rekabetin baskısı altında kâr maksimizasyonuna odaklanmak durumundadır. Bu zorunluluklar, bireysel ahlak ya da niyetlerden bağımsızdır. Kapitalist sistem, tüm aktörleri –işçi, yönetici ya da patron fark etmeksizin– kendi mantığına uymaya iter.

Bu yapısal zorunluluk, Marx’ın “meta fetişizmi” kavramında da açıkça görülür. Meta fetişizmi, kapitalist üretim ilişkilerinin, malların ve paranın kendi başına bir güç gibi algılanmasına yol açtığını ifade eder. İnsanlar, sistemin işleyişini doğal bir gerçeklik gibi kabul eder ve bu işleyişin ardındaki toplumsal ilişkileri sorgulamayı bırakır. Örneğin, bir işçi düşük ücretle çalışmayı “piyasa koşulları” gereği normal görür; bir patron, işçiyi sömürmeyi “rekabetin gerekliliği” olarak savunur. Böylece sistem, kendi kendini yeniden üreten bir mekanizma haline gelir.

“Kötü Aktörler” Yanılgısı ya da Hiç Kimse Özgür Değildir

Kapitalizmin eleştirisinde sıkça düşülen bir yanılgı, sorunların tepedeki “kötü aktörler” ya da bireysel açgözlülükten kaynaklandığını düşünmektir. Ancak Marx, sorunun bireylerde değil, sistemin kendisinde olduğunu vurgular. Kapitalist sistem, bireyleri belirli bir şekilde davranmaya zorlar. Örneğin, bir fabrika sahibi işçilere daha iyi ücretler ödemek istese bile, piyasadaki rekabet nedeniyle maliyetlerini düşürmek zorundadır. Aksi takdirde, daha ucuz üretim yapan rakipler karşısında iflas eder. Bu, bireysel ahlak meselesi değil, sistemin dayattığı bir zorunluluktur.

Bu bağlamda, “Kapitalist Sistem Piramidi” yalnızca zengin ile yoksul arasındaki uçurumu değil, aynı zamanda sistemin her bireyi kendi mantığına uymaya nasıl zorladığını da gösterir. Piramidin tepesindekiler bile özgür değildir; onlar da sistemin rekabetçi doğasına tabidir. Bu nedenle, Marx ve sonraki düşünürler, kapitalizmi bireysel niyetlerden bağımsız, yapısal bir sorun olarak ele alır. Sorun, birkaç “kötü patron” ya da “açgözlü elit” değil, sistemin kendisidir.

“Kurtarıcı” Beklentisinin Naifliği

Toplumların, özellikle Ortadoğu gibi bölgelerde, tarihsel ve kültürel nedenlerle “kurtarıcı” figürlere bel bağlama eğilimi yaygındır. “Biri gelsin bizi kurtarsın” ya da “yok mu şöyle biri?” gibi söylemler, bireylerin ve toplulukların kendi kaderlerini ellerine alma sorumluluğunu bir lidere ya da dışsal bir güce devretme arzusunu yansıtır. Marx’ın analizine göre, bu yaklaşım temelden sorunludur. Kapitalizm, bireylerin ya da kahramanların iradesiyle değil, üretim ilişkilerinin ve sınıfsal dinamiklerin mantığıyla işler. Bir “kurtarıcı” gelse bile, sistemin yapısal zorunlulukları değişmedikçe, bu kişi de aynı mantığa uymak zorunda kalacaktır.

Bu “kurtarıcı” beklentisi, Marx’ın eleştirdiği ideolojik yanılsamalardan biridir. Kapitalist sistem, bireylerin niyetlerinden bağımsız olarak işlediği için, değişim ancak sistemin kendisinin dönüşmesiyle mümkündür. Bu da, bireylerin kolektif bir bilinçle hareket etmesi, sınıfsal çıkarlarını tanıması ve sistemi dönüştürmek için organize olmasıyla gerçekleşebilir. Bu bağlamda, işçi sınıfının kendi kurtuluşunu kendi elleriyle gerçekleştirmesi gerekir; çünkü hiçbir “kurtarıcı” sistemin yapısal mantığını tek başına değiştiremez.

Ortadoğulu “Köylülük” ve Sistemin Eleştirisi

“Kurtarıcı” beklentisi, yalnızca naif değil, aynı zamanda tarihsel ve kültürel bağlamda “köylü” bir zihniyetin ürünüdür. Ortadoğu’da, uzun süren feodal yapılar, otoriter yönetimler ve toplumsal hiyerarşiler, bireylerin kendi güçlerine olan inancını zayıflatmış ve “güçlü lider” arayışını pekiştirmiştir. Ancak bu yaklaşım, kapitalizmin küresel bir sistem olarak işlediği modern dünyada geçerliliğini yitirmiştir. Kapitalizm, yerel liderlerin ya da kahramanların iradesiyle değil, küresel piyasaların, üretim ilişkilerinin ve sınıfsal dinamiklerin mantığıyla işler.

Bu bağlamda, “Kapitalist Sistem Piramidi” bize şunu hatırlatır: Sorun, tepedeki bir avuç insanın “kötülüğü” değil, sistemin kendisidir. Değişim, bireylerin sistemin mantığını sorgulaması, kolektif bir bilinç geliştirmesi ve yapısal dönüşüm için ortaklaşa  mücadele etmesiyle mümkündür. “Kurtarıcı” beklemek yerine, her bireyin kendi rolünü ve sorumluluğunu tanıması gerekir.

Yorumlar (0)

Bu içerik ile henüz yorum yazılmamış

İlginizi Çekebilir