DATÇA: HER YÖNÜYLE KORUNAN, KORUNMASI GEREKEN YARIMADA
özel çevre koruma bölgesi,
Datça-Bozburun 22.10.1990 tarih ve 90/1117 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile Özel Çevre Koruma Bölgesi olarak tespit ve ilan edilmiştir. Zengin biyolojik mirasını ve tarihi özelliklerini gelecek kuşaklara aktarabilmek adına Özel Çevre Koruma Bölgesi ünvanı verilen alan 1443 km²’dir.
2005 yılından itibaren başlatılan Datça – Bozburun Çevre Düzeni Planı Revizyonu ile bölgenin koruma-kullanma dengesi gözetilerek doğal özelliklerinin sürdürülmesi hedeflenmiştir.
2011 yılı Ocak ayında Gökova Körfezi’ndeki Özel Çevre Koruma Bölgesi Datça’ya doğru 50 bin hektar daha genişletilerek Datça’nın kuzeyini de koruma altına almış oldu.
Balıkçılığa Kapalı Alanlar, 22 Ağustos 2020 tarihli 31221 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak ilan edilmiştir. Haritada işaretlenen ve koordinatları belirtilen alanlarda her türlü amatör ve ticari su ürünleri avcılığı yasaktır.
Kültür ve Turizm Bakanlığı, Türkiye Turizm Stratejisi 2023 kapsamında “Datça Eko-Turizm Kenti” olarak belirlenmiştir. Datça, strateji planlarında mevcut yel değirmenlerinin restore edilerek çeşitli aktiviteler için kullanılması önerilen bir ilçedir.
NİÇİN KORUNMALI?
Datça Yarımadası 235 km’lik sahil bandında 52 koyla bezenmiştir. Yörede çok sayıda doğal ve arkeolojik sit alanı bulunmaktadır.
Bölgede 167 karasal omurgasız, 110 balık, 4 iki yaşamlı, 27 sürüngen, 123 kuş ve 45 memeli türü denizel fauna ve floraya ait 807 tür, toplam 1047 takson tespit edilmiştir.
KARASAL FAUNA
Bitki türleri arasında endemik Datça hurması ve endemik Sığla ağacı çok sınırlı yayılış göstermesi nedeni ile özel öneme sahiptir ve varlıkları bitki türleri esas alındığında hassaslık arz eder. Sahil yoncası, Deniz boğadikeni, Kum sütleğeni gibi kumul bitkileri, Sandal ağacı, Zeytin ve Badem, yerel Kekik türler arasında dikkat çekmektedir. Bozulmamış Kızılçam ormanları hassaslık yönünden öneme sahiptir. Kuzey-batıda Sandal ağacı yine bozulmamış koruluklar oluşturmaktadır. Bölgede toplam ormanlık alan 110.359 hektardır.
Datça Bozburun ekosistem temelinde incelendiğinde; Gebekum kumul alanı bitki örtüsü ile birlikte hassas bir alanı oluşturur. Benzer özellik gösteren İnbükü, Karabük Burnu, Perili Köşk, Hayıtbükü, Mesudiye, Kızılbağ, Eksera bölgelerinde bulunan kumul alanlar da benzeri hassaslığa sahiptir.
Özellikle bitki örtüsü bakımından oldukça zengin bir yapıyı içinde barındıran bölgenin ekosisteminde ülkemizde nadir görülen bitki ve kuş türleri yer alır. Datça Yarımadası Kır kırlangıcı, Kızılsırtlı kırlangıç, Arıkuşu, Karasağan ve Akkaranlı sağan türlerinin göç yolları üzerinde bulunması nedeniyle özel öneme sahiptir. Yarımada bu yönüyle önemlidir. Nadirlik açısından Karadoğan, Gökdoğan, Küçük kerkenez, Tavşancıl, Ada martısı, Tepeli karabatak yöredeki önemli kuş türleridir.
Boz ayı bölge yaşamına dahildir ancak sayısı her geçen gün azalmaktadır. Kocadağdaki Yaban keçisi popülasyonu için de aynı kaderi paylaşıyor diyebiliriz. Kocadağ yaban keçisi için Batı Türkiye’deki son yaşama alanıdır. Su samuru da bölgenin sakinlerinden biridir.
Nadirlik açısından sürüngenlerden Mahmuzlu Akdeniz kaplumbağası örnek olarak verilebilir.
Yarımada genelinde bal arısı popülasyonu yoğundur, bal üretimi-arıcılık yaygın bir iş koludur. Hatırlayalım; arılar yok olursa insanoğlu yok olur.
DENİZEL FAUNA
Bölge Türkiye'de deniz biyoçeşitlilik araştırmalarının yapıldığı ilk alandır.
Denizel fauna ve floranın çok çeşitli olduğu Datça-Bozburun Özel Çevre Koruma Bölgesi, zengin biyoçeşitliliği ile en önemli koruma alanlarından biridir. Toplam 1443,9 km² büyüklüğünde ve 753,6 km²’lik kıyı ve deniz alanını kapsamaktadır. Toplam 449 kilometre kıyı uzunluğuna sahiptir.
Bölgede bulunan kıyı mağaraları, nesli tehdit altındaki Akdeniz fokları için hayati öneme sahip üreme ve yaşama alanlarından biridir.
Bölgede, Akdeniz Havzasında koruma altına alınan en önemli endemik türlerden biri olan Deniz (Posidonia) çayırları bölgede yayılım gösteriyor. Deniz çayırları, kıyı sularını oksijenlendirir, uzun vadeli bir karbon depolama alanı olarak işlev görür. Yapraklar ve kök yumruları çeşitli toplulukların yaşamını sürdürmesini sağlar. Deniz çayırları varlığı temiz denizlerin göstergesi niteliğindedir. Dünya Doğayı Koruma Birliği’nin yayınladığı Kırmızı Listede ‘Düşük Riskli’ statüsünde olmasına karşı türün popülasyonu azalma eğilimindedir.
Orfoz gibi nesli tehlike altındaki türler için önemli bir üreme alanı olan Datça Yarımadasının güneyinde 6 farklı alan, tür zenginlikleri ve biyolojik özellikleri nedeniyle Balıkçılığa Kapalı Alan (BKA) olarak korumaya alınmıştır.
Datça Yarımadasının kuzeyinde Gökova Özel Çevre Koruma Bölgesi’nde Boncuk Koyu Kum köpekbalığının tüm Akdeniz havzasındaki bilinen tek üreme noktasıdır. Tür hem Akdeniz havzası kapsamında hem de Türkiye kıyılarında Tehdit Altında olarak sınıflandırılmıştır.
ARKEOLOJİK - DOĞAL SİT ALANLARI
Yarımada, yaşadıkları devirlerin sosyal, ekonomik, mimari ve benzeri özelliklerini temsil eden arkeolojik, kentsel, doğal, tarihi, vb. açılardan korunması gerekli alan, sit alanı olarak tanımlanmaktadır.
Buluntuları MÖ 2000’lere kadar tarihlendiği bilinen Datça Yarımadası'ndaki antik yerleşimler özellikle Eski Datça, Burgaz ya da Emecik'teki Apollon Kutsal Alanıyla birlikte Knidos, sadece yaz aylarında değil, dört mevsim ziyaret edilebilir. 2024 yılında 125 bin ziyaretçi Knidos'u ziyaret etmiştir. Knidos “geçerken uğranılan bir yer” değil, Yarımadanın en sonunda yer alması nedeniyle “hedef nokta” durumundadır. MÖ 4. yüzyıldan itibaren sanat, kültür, sağlık, ticaret ve dini merkez olarak öne çıkar.
TARIM - TARIMSAL ALANLAR
Datça Yarımadasında arıcılık/bal üretimi yaygındır. Arazi bademlik ve zeytinliklerle örtülüdür. Badem ve zeytin bölge ekonomisinde önemli bir geçim kaynağıdır. Kırsal nüfus geçimini tarımın yanı sıra balıkçılık, ormanda çalışarak ya da defne, kekik keçiboynuzu vb bitkisel ürün toplayıcılığı ile sağlamaktadır.
Datça Bademi dünyanın en lezzetli bademi olarak kabul edilir.
SONUÇ;
Bu eşsiz yarımada ve çevresindeki bakir deniz, aşırı yapılaşma baskısı ve/veya Rüzgar Enerji Santralleri, Güneş Enerji Santralleri ile bozulmamalı. Yatırım, tarıma-köylüye, çevreye duyarlı eko-turizme, agro-turizme yapılmalıdır.
Bırakın Doğal Kalsın!
Not: Bilgiler çeşitli bakanlıklar ve alt kurumlarının, bazı dernek ve sivil toplum kuruluşlarının çalışmalarından, açık kaynaklardan derlenmiştir.
Yorumlar (0)