Datça Demokrasi Platformu altında örgütlenen tüm demokrasi güçleri, 9 Aralık 2025 Salı günü, Berkin Elvan Anıtı önünde yapılacak 178. Adalet ve Barış Buluşmasından sonra, Datça Yat Limanı için mevcut yat limanı için Danıştay tarafından verilen ÇED'i olumlayarak inşaata devam kararını adaletsiz bulduklarını açıklayacak ve "Datça Özel Çevre Koruma Bölgesi"nde planlanan "Bu Yat Limanına" itirazlarını dillendirecekler.
Azganlı’da yapılacak Yat Limanının Datça’ya verdiği zararlar, Ekim 2024’de Muğla 4. İdare Mahkemesi tarafından atanan on bir bilirkişinin dokuzunun raporları ile de tescillenmişti. Çıkan rapor, Muğla Çevre Platformunun Yat Limanına dair yaptığı çalışmaları ile de paraleldi. Konuyu inceleyen Yerel Mahkeme, geçtiğimiz yıl bu yat limanının Datça’ya zarar verdiğine kanaat getirmiş ve ÇED süreci için YD kararı ile inşaat faaliyetlerini durdurmuştu.
Ancak Danıştay, bilirkişilerin raporlarına dayanan Şubat 2025'deki yerel mahkemenin kararını davacı yurttaşlara ve yerel idarelere, itiraz yollarını da kapatarak bozdu.
DANIŞTAY Dördüncü Dairesi, Muğla Dördüncü İdare Mahkemesi'nin DATÇA YAT LİMANI ÇED RAPORU İptal Kararını kaldırarak KESİN Hükümle DAVANIN REDDİ kararı verdi. Karara bir hakim şerh koydu. Yüksek Mahkeme kararını verirken yerel mahkemenin atadığı bilirkişi raporlarına da itibar etmedi. Bilindiği gibi 4. İdare Mahkemesinin atadığı 11 bilirkişinin 9'u ÇED Raporunun iptali gerektiğini söylemişti (https://www.dayanisma-datca.org/yat-limaninda-danistay-karari/).
Bilirkişi Raporları Ne Diyordu:
2024 Mayıs'ında 10 farklı dalda 11 uzman Datça Yat Limanında keşfe gelmişti. Keşif sırasında Datça'da bu büyüklükte ve bu şartlarda bir yat limanının Datça'nın doğal ve kültürel özelliklerini bozacağını söyleyenler bir basın açıklaması yapacağını açıkladı. Aynı saatlerde davalı inşaat firmasının avukatının çokça sesinin çıktığı yer yer tehditler savurduğu ve Yat Limanı lehine bir topluluk da orada toplandı. Yat Limanı aleyhine yapılacak olan basın açıklamasını engellemeye çalıştılar... Muğla Çevre Platformu ve Şezlongsuz Datça İnisiyatifi pankartları arkasında toplanan topluluk, ellerinde yat limanı karşıtı dövizleri ile her şeye karşın sükunetle, basın açıklamasını ve ardından yapılan bilirkişi keşfini sonuna kadar izledi.
Keşif sonrası bazı anormallikler olduğu da görüldü. Normalde birkaç haftada hazırlanması beklenen Rapor, normal zamanından çok sonra Ekim ayında ancak açıklandı. Açıklanan raporda, Yat Limanına itiraz edenlerin davacıların iddiaları hemen hepsi tutarlı olarak bilirkişi raporlarında da tescillendi. Bilirkişi Raporu ekseriyetle yat limanını istemeyen davacılar lehine çıktı. Raporda davalı idare ve müdahil inşaat firması lehine görüş bildiren uzmanlardan hidrolog bile, Datça'nın kıt su varlıkları olduğunu kabul ettiği raporunda, ÇED için davalılar lehine onay verirken yeraltı su kaynaklarına dokunmamak üzere şartlı olarak onay vermişti. Yine davacılar aleyhine rapor veren ziraatçinin ise hemen tüm çevre davalarında yaşam savunucuları aleyhine rapor veren bir isim olduğu görülüyordu. Uzman bilirkişi yakın çevredeki zeytinliklere mevzuattaki 3 km şartına rağmen inşaat sahasında ekili-dikili alan yok; inşaat sırasında tozuma yoluyla verim kaybı olmaz diyerek davacılar aleyhine görüş verdi!?. Bu uzmanların görüşlerini verirken diğer uzmanların da görüşü önemli diyerek açık kapı bırakmaya da çalıştıkları da görüldü (bkz: https://www.dayanisma-datca.org/datca-yat-limani-bilirkisi-raporu-hakkinda/).
Bilirkişi Raporu sonrası, Muğla 4. İdare Mahkemesinde 2024-581 esas ve 2025-238 sayılı 17 Şubat 2025’de açıklanan kararına göre 14 Şubat 2025'de yapılan duruşmada, bilirkişi raporlarına dayanılarak TC Çevre ve Şehircilik İklim Değişikliği Bakanlığınca tesis edilen "ÇED Olumlu Kararı"nın uygun olmadığı sonucuna varılmıştı…
Davacılar tarafından, Muğla ili, Datça ilçesi, İskele Mahallesi, Azganlı Mevkii sınırları içerisinde, Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı tarafından yapılması planlanan "Datça Yat Limanı Projesi" hakkında Çevresel Etki Değerlendirmesi Yönetmeliği'nin 14. maddesi uyarınca Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından tesis edilen "Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) Olumlu" kararının; Datça'nın ölüm fermanı demek olduğu, kamu yararının bulunmadığı, ÇED sürecinin yürütülmesinin ihaleye fesat karıştırılma suçuna iştirak niteliğinde olduğu, projenin ekolojik ortak varlıkların yok edilmesi anlamına geldiği, çevreye zararının bulunduğu, projenin hemen sınırında doğal sit alanının olduğu ve alanın tamamıyla Datça - Bozburun Özel Çevre Koruma Bölgesi sınırları içerisinde kaldığı ve hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek iptali istenilmekteydi...
Verilen kararla (kararın temyiz edilme olasılığı ile) birlikte Mahkeme Heyeti Oybirliği ile teker teker bilirkişilerin davalı idare aleyhine verdiği raporlara dayanarak Datça Yat Limanı Projesinin “çevre ekolojisini olumsuz etkileyeceği kanaatine ulaştı ve bu nedenle ÇED olumlu kararının uygun olmadığı sonucuna varılmıştı (bkz: https://www.dayanisma-datca.org/datca-kazandi-ced-karari-iptal/).
Yat Limanına İtiraz Edenlerin Gerekçeleri Neler
Datça Demokrasi Platformu bileşenlerinden MUÇEP Datça Meclisi daha önce de Yat Limanının vereceği zararlara ilişkin HKT ve İDK toplantılarına katılmış, daha önce verilen ÇED olumlu kararlarını iptal ettirmeyi başarmış ve bir çok kez BU YAT LİMANININ NEDEN DATÇAYA ZARAR VERECEĞİNİ çeşitli vesilelerle açıklamıştı. MUÇEP Datça Meclisinin daha önceki açıklamalarında, Datça'ya verilecek zararlar kısaca şöyle özetlenmekteydi:
Datça Bir Özel Çevre Koruma Bölgesidir: Koruma Bölgesi olarak ilan edilmesinin nedeni henüz bozulmamış doğal ve kültürel özellikleri dolayısıyla gelecek kuşaklara, çocuklarımıza miras kalması içindir. Bu liman, Datça’nın doğal yaşamına zarar verecektir. Datça’da Liman yapılmakta olan Azganlı mevkii, Akdeniz’de Uluslararası Sözleşmelerle korunan, tüm Gezegenin havasını temizleyen, oksijen sağlayan Deniz Çayırlarının ve/veya beslenmek için kıyılara gelen soyu tükenmeye yüz tutan Akdeniz fokları gibi hayvanların da yatağıdır. Limanla birlikte daha birçok nadir bulunan canlı yaşam biçimi giderek yok olacaktır. Liman bölgesi olarak seçilen yerde yapılan kazı çalışmaları, binlerce yıllık anıt mezarları, korunması gereken müşterek kültürel değerlerimizi tahrip etmiştir/etmektedir… Datça su fakiridir. Bu liman su kaynaklarımızın israfına neden olacaktır… Seçilen yer yasal mevzuatla korunan zeytinliklere, ekim alanlarına yakındır. Bu dikim alanları yapım sırasında aşırı tozdan zarar görmektedir… liman yapıldığında işgal edilen deniz ve kıyı sistemini yerel halk kullanamayacaktır ve hatta yarın kentin o bölgesi, tıpkı daha önceki başka liman bölgelerinde olduğu gibi artık yerel halkın ulaşamayacağı alanlar haline gelecek, mutenalaşacaktır… Yerel halk giderek kıyılarından, denizinden, plajından, yerinden yurdundan olacaktır… Bilindiği gibi Datça aynı zamanda bir deprem bölgesidir, seçilen yerde yapılan dolgu üstünde ağır ve hareketli yük taşıyacak olan ve üstünde insanların dolaşacağı rıhtım, tersaneyi andıran çekek alanı bir deprem bölgesinde olacak şey değildir… Yukarıda sadece birkaçını saydığımız bu zararları, daha sayfalarca çoğaltmak mümkündür…
Ekler:
1- 2022 yılında IDK'ya hazırlanırken MUÇEP Datça Meclisinin hazırladığı Rapor
https://drive.google.com/file/d/1Ud0fDtVnZBjRLg7qyH9ZkNzgnkSLiP6v/view?pli=1
2- 30.Eylül.2024 Tarihli Muğla 4.İdare Mahkemesine Sunulan 10 dalda 11 Bilirkişinin görüşlerine ulaşmak üzere:
https://mucep.org/wp-content/uploads/2024/10/Datca-Yat-Limani_BSB-davasi-2024-219-dosya-bilirkisi-raporu.pdf
Yorumlar (0)