Dört beraat, altı rapor, bir ömürlük sanıklık: Pınar Selek

Evrim Kepenek, bianet.org'da sürgündeki sosyolog ve yazar Pınar Selek'i ve davasını anlattı: “Pınar Selek neden halen yargılanıyor?” diye soranlar oluyor sosyal medyada. Bilmiyorum bu anlatılanlar yanıt olabildi mi?

Dört beraat, altı rapor, bir ömürlük sanıklık: Pınar Selek

Bozcaada Ekolojik Filmleri Festivali’nde izlediğim The ResearcherAraştırmacı filminde, Gianluca Grimalda’nın hikâyesi anlatılıyordu.

İklim değişikliğinin toplumsal uyum üzerindeki etkilerini araştıran bir davranışsal ekonomistti o.

Solomon Adaları’ndaki saha çalışmasını bitirip, üniversitesi “beş gün içinde dön” dediğinde bir tercih yaptı: Bilimsel kariyeri mi, yoksa içsel bütünlüğü mü? Grimalda “hayır” dedi. Uçağa binmeyi reddetti. Çünkü çevreye zarar vermek istemiyordu.

Bu “hayır”, onu işsiz bıraktı.

Tıpkı Türkiye’deki binlerce akademisyenin yaşadıklarının minik bir kesiti gibiydi. Çünkü biz bu coğrafyada Onur Hamzaoğlu’nun, Bülent Şık’ın, Barış Akademisyenlerinin hikâyelerine tanıklık ettik. Hamzaoğlu, Dilovası’ndaki kanser araştırmasını kamuoyuna açıkladığı için üniversiteden atıldı. Bülent Şık, pestisitlerle ilgili bulgularını paylaştığı için yargılandı. Barış istediği için işsiz kalan, pasaportu iptal edilen, sosyal ölüme mahkûm edilen yüzlerce akademisyen gördük.

Bir Barış Akademisyeni Mehmet Fatih Traş, bu baskıya dayanamadı ve 2017’de intihar etti. Grimalda’nın işten çıkarılması Avrupa’da bir skandal olabilir ama bizim topraklarımızda bu, artık sıradan bir direniş biçimi.

Tıpkı ismini saydığım akademisyenler gibi Pınar Selek gerçeği var bu memleketin. Pınar Selek sosyolog.

Sokak çocukları, kadın hakları, LGBTİ+ hareketi üzerine çalıştı. “Sürüne Sürüne Erkek Olmak” kitabı, erkekliğin dönüşümünü tartışan feminist literatürün hâlâ başyapıtlarından biri.

Ama bugün, akademik kimliğiyle değil, “sanık” kimliğiyle anılıyor. Bir ülkenin yetiştirdiği en parlak akademisyenlerden biri, 27 yıldır bitmeyen bir davanın içinde.

Oysa Pınar Selek’in “suçu” belli değil. Daha doğrusu, sürekli değişiyor. Patlama 1998’de, İstanbul Mısır Çarşısı’nda meydana geldi. Pınar Selek patlamadan iki gün sonra, 11 Temmuz’da, Terörle Mücadele ekiplerince gözaltına alındı. Gözaltı, patlamayla ilgili değildi, “PKK üyeliği” suçlamasıyla alınmıştı. Yedi gün boyunca işkence gördü. Adli tıp raporlarında Filistin askısı, elektrik verilmesi ve darp izleri yer aldı. Kolunun çıktığı, “emniyette düştü” denilerek tutanak altına alındı. Avukatla görüştürülmedi. İfadesi işkence altında alındı. Patlamayla hiçbir ilgisi yokken, bir anda “Mısır Çarşısı bombacısı” ilan edildi.

Çelişkilerle örülmüş bir dosya

Olaydan sonra hazırlanan bilirkişi raporları açık ve netti: Patlama tüp gazdan kaynaklanmıştı. Altı ayrı adli tıp raporu bunu yazdı.

Ama savcılık, Abdülmecit Öztürk isimli bir sanığın, işkence altında alınan ifadesine dayanarak Selek’i suçladı. Öztürk, önce “bombayı Pınar Selek’le birlikte yaptığını” söyledi.

Daha sonra ise “işkence altında bu ifadeyi verdiğini, Selek’i tanımadığını” açıkladı. Hatta Öztürk’ün halası da duruşmada Türkçe bilmediğini, ifadesinin zorla alındığını anlattı.

Yine de savcılık bu çelişkileri görmezden geldi. Üstelik Selek’in atölyesinde bulunduğu iddia edilen bomba malzemelerinin, aramadan 22 saat önce emniyetin elinde hazır olduğu da tutanaklarla ortaya çıktı.

Sonra bir rapor daha geldi — bu kez Prof. Dr. Sevil Atasoy’un başkanlığında kurulan bir bilirkişi heyetinden.

Raporda, patlamanın bombadan kaynaklandığına dair “kesin” bir ifade yoktu.

Atasoy yıllar sonra “Bizim raporumuzda bombadan kaynaklandığına dair tek bir cümle bile yok” dedi.

Ama mahkeme bu raporu da “patlama bombaydı” şeklinde yorumladı.

Bitmeyen yargı, tükenmeyen inat

2006, 2009, 2011, 2014…

Dört kez beraat etti Pınar Selek. Her seferinde “şüpheden uzak delil yok” denildi. Ama her seferinde Yargıtay, bu beraatleri bozdu. Dosya yeniden açıldı.

Bir dönem mahkeme başkanının izinde olduğu duruşmada, geçici bir yargıç Selek hakkında mahkûmiyet kararı verdi.

Savcı bile “Beklemiyorduk” dedi bu karara. Yargıtay yine bozdu, dosya yeniden döndü.

Ve hâlâ devam ediyor. Yıl 2025. Patlamadan bu yana 27 yıl geçti.

Altı adli tıp raporu, üç ayrı üniversite bilirkişi raporu, yüzlerce sayfa tanık ifadesi, dört beraat… Ama adalet hâlâ yok.

Aslına bakarsanız Pınar Selek’in hedef haline gelmesi, sadece Mısır Çarşısı davasıyla açıklanamaz. 1997’de Kürt sorunu üzerine saha araştırması yapıyordu. Örgüt üyesi olduğu söylenen isimlerle yaptığı mülakatlar nedeniyle gözaltına alındı.

Çalışmalarına, notlarına, kasetlerine el konuldu. Görüşme yaptığı kişilerin isimlerini vermedi.

İşte o an “tehlikeli” bulundu. Çünkü Pınar Selek, devletin görmek istemediği insanlarla konuşuyordu. Sosyolojiyi laboratuvarda değil, sokakta yapıyordu. Ve o yüzden, “devlet aklı” onu susturmak istedi.

2000’de tahliye edildi. 2009’da ülkeyi terk etti, Fransa’ya yerleşti. Hâlâ orada yaşıyor. Ama Türkiye’deki dava bitmedi.

Mahkeme kırmızı bülten istedi, Interpol reddetti. Mahkeme bu yanıtı bile “dosyaya ekleyip” yargılamaya devam etti.

Bir direnişe dönüşen dava

HDK Eş Sözcüsü Meral Danış Beştaş duruşma çıkışı şöyle dedi:

Davanın kendisi bir direnişe dönüştü. Bu kadar yıldır bir insanın beraatini bozdurmak için uğraşan karanlık bir irade var. Ama aynı zamanda, bu kadar yıldır adaletin peşinden gitmekten vazgeçmeyen bir vicdan da var.”

Hala Tanığız Platformu'ndan Ersoy Tan da şöyle diyor:

Osman Kavala neden hapisteyse, Pınar Selek de o yüzden yargılanıyor. Devletin içinde bir yapı, bu insanları mutlaka cezalandırmak istiyor. Çünkü ezber bozuyorlar. Barış diyorlar. Halkları birleştiriyorlar. Ve bu, devlet aklı için bir tehdit. Hrant Dink’i de aynı zihniyet öldürmüştü. O zihniyet hâlâ yaşıyor.”

Pınar Selek neden halen yargılanıyor?” diye soranlar oluyor sosyal medyada. Bilmiyorum bu anlatılanlar yanıt olabildi mi? Pınar Selek’in “suçu” büyük. İktidarın kim olduğundan bağımsız olarak iktidarın karşısındakileri, iktidarın görmek istemediklerini araştırmak, söylemek, yazmak...

 

Teşekkürler: Evrim Kepenek ve www.bianet.org

Yayına hazırlayan can çınar

Yorumlar (0)

Bu içerik ile henüz yorum yazılmamış

İlginizi Çekebilir