Sınav ya da Diploma Skandalları ve Taşra Üniversiteleri

Yandaşlara dağıtılan ya da satılan sınav sorularından sonra şimdi de diploma skandalı ile sarsıldık! Aslında çok uzun zamandan beri kendisine biat etmesi beklenmeyen "üniversite"ye karşı, iktidarın dayattığı "kendi üniversite" anlayışı ile sınanıyoruz (taşra üniversiteleri). Hedefe varmak için uygun bir menzilde inmek ve makas değiştirmek üzere demokrasi tramvayına bile binmekten çekinmeyen bir iktidar karşımızdaki. Sürekli olarak hakikatleri eğip bükerek, kendine ait olmayan kamu kaynaklarını avanta olarak dağıtarak yandaş toplayan bir zihniyet, nasıl sınav soruları dağıttıysa, diploma mı satmayacak soruları uçuşuyor orta yerlerde... Umarım yaldızları dökülen bu anlayışın ne menem bir şey olduğu artık daha kolay anlaşılıyordur... Umarım!

Sınav ya da Diploma Skandalları ve Taşra Üniversiteleri

Tuğba Tekerek’in Taşra Üniversiteleri: Ak Partinin Arka Kampüsü kitabını tanıtmak istedim. Kitap iki yıl önce basılmıştı. Satılan ya da satın alınan üniversite sınav sorularının daha da ötesi satılık diploma skandallarının, tırnak içinde sözde “üniversitelerimiz”de atanmış profesörlerin, yöneticilerin  nelere kadir olduğunu izlerken.. Bu kitabı okumamak olmazdı…

Kitabı Tuğba Tekerek yazdı.  2023 yılında Birikim Yayınları tarafından yayınlandı.   
ISBN’i: 9789750534218 ve kitap 408 sayfa…

Tuğba Tekerek bir gazeteci, bu kitabı hazırlamak için 8 yıl debelenmiş. Bir sürü saha araştırması, gözlem, yüzyüze görüşme yapmış.  2006 sonrasında kendi kadrolarını oluşturmak  ve yeni yandaşlar kazanmak üzere oluşturulan projelerden biri de işte bu taşra üniversiteleriydi.  Sonuç olarak hedefe gitmek için demokrasi tramvayına bile binmekten çekinmeyen, ama demokrasi ile zerre ilişkisi olmayan ve hedefe varmak üzere her yolu mübah gören bir anlayışın ürünü bu taşra üniversiteleri…

Kitabını şöyle tanıtıyor Tuğba Tekerek: “…taşra üniversitelerinin akademik ve sosyal hayatını, amfilerden kampüs camilerine, kafelerden yurtlara, ayrıntılı bir şekilde resmediyor. Taşra Üniversiteleri kitabı, ülke sathına yayılan üniversitelerin, Adalet ve Kalkınma Partisi iktidarının “arka kampüsü” olarak işlediğini gösteriyor. Birçok yerde akademisyenlerin “tüm derslerin hocası” olmak zorunda kalması ve öğretimin sistematik biçimde ilahiyatlaşması, bu gidişatın önemli unsurları... Taşra üniversiteleri, istihdam, ihale vs. boyutlarıyla, ekonomi-politik açıdan da geniş bir “havuz” oluşturuyorlar.
Her şeye rağmen bir şeyler öğrenme, ufkunu genişletme hevesi taşıyan öğrencilerin, gençlerin sesleri de işitiliyor kitapta. Hevesleri ve akademinin doğasındaki “heyecan, merak, itiraz” ruhunu boğan üniversitelerdeki hayal kırıklıkları...
Saha gözlemlerine, uzun görüşmelere ve sekiz yıllık araştırmaya dayanan, emek ürünü bir çalışma.
Siyasi iktidarın uzantısı olarak faaliyet gösteren, akademisyen alımlarının da konferansların da kulüp kuruluşlarının da siyasi iktidarın talimatları doğrultusunda yapıldığı [...] Taşra üniversitelerinin artık binlerce lisansüstü öğrencisi de yetiştirdiği, lisanstan sonra lisansüstü eğitimin de değersizleştirildiği, taşradaki ‘siyasi iktidarın uzantısı üniversite’ modelinin büyük şehirlerde iyiden iyiye yerleştiği, ülkenin tamamında yükseköğretimin taşralaştığı bir dönemdeyiz.
”  

T24’de de 14 Ocak 2023’de kitap şu sözlerle tanıtılıyor (bkz: https://t24.com.tr/haber/gazeteci-tugba-tekerek-in-tasra-universiteleri-ak-parti-nin-arka-kampusu-kitabi-cikti-kalp-masajini-teorik-olarak-ogrendik,1085311?ysclid=mdx1bmfxxp258524406):  Taşra Üniversiteleri, AK Parti’nin Arka Kampüsü, 2006 yılında “her ile bir üniversite” politikası kapsamında Kilis’te, Ağrı’da, Yalova’da Bingöl’de, Giresun’da açılan beş üniversiteyi merkezine alıyor, zaman zaman odağını genişletiyor, bu üniversiteleri, öğrenci kulüplerinden yurtlarına, akademik kadrolarından camilerine çeşitli yönleriyle inceliyor. Neticede, AK Parti döneminde sayısı 53’ten 129’a çıkarılan devlet üniversitelerinin taşradaki kısmına dair canlı detaylarla bezeli bir panorama sunuyor. Dağ başına açılan fakülteler, “kuduz köpek” muamelesi gören muhalif akademisyenler, sivil polis gözetimindeki Kürt öğrenciler, Gülen yapılanması davasında ortaya saçılanlar, “başörtüsü kutlaması” yapan manevi rehberler bu panoramadan bazı kesitler…
Tekerek, kitabında, “Hâlihazırda on binlerce mezun vermiş bu üniversiteler, açtıkları yüksek lisans ve doktora programlarıyla akademisyen de yetiştiriyorlar” diyerek taşra üniversitelerinin hem toplumda hem akademide gittikçe artan önemine de dikkat çekiyor!

Ya üniversitelerimiz

Taşra üniversiteleri yayıldıkça, büyükşehirlerdeki gerçekten kalburüstü üniversitelerimizin de olanaklarının kesildiği, üniversiter olmaktan uzaklaştığı,  üniversite sıralamalarındaki  üst sıralardaki yerlerini tepe taklak kaybettiklerini  ve giderek onların da taşralaştığını gözledik. Hakikat arayışının önemsizleştiği, bir zamanlar "değerli olan değerlerimiz"in çok hızlı aşındığı dönemlerden geçiyoruz artık, uzun süredir!  

Şimdilerde üniversite sınav sorularından sonra, üniversite diplomalarının da adeta kendi yandaşlarına dağıtıldığı ya da belki de parayla satıldığı, daha çok sınır tanımayan siyasi partilerin kendi yandaşlarını ve etki alanını çoğaltmak, iktidarlarını daha da perçinlemeye çalışmak üzere diploma yolsuzluklarına yol verdikleri ya da ses çıkarmadıklarına dair iddialar artık yüksek sesle dillendiriliyor ortalıklarda.  Biraz geçmişe dönüp hatırlasak, ikibinler sonrasını… ne çok bilimsel makale apartıldığını ya da hala apartılmakta olduğunu hatırlayanlarınız vardır mutlaka…  Mesela bir dönem çalıştığım reklamla yaşayan sektörel dergilerden bilirim.   YÖK’ün de ayarlanmasıyla, 2007’lerden sonraki dönemde hakemli bilimsel dergiler yerine belki de birçoğu uyduruk makalelerin akademi camiasında puan toplamak üzere nasıl da (bizim reklam almak için çıkarttığımız) o profesyonel sektörel dergilerde, hiçbir değerlendirme yapmadan yayınlandığını…  Paranın gözü kör olsun!  O “akademisyenler”in  birçoğu şimdi o şaibeli makalelerle, ne kadrolar aldılar, nerelere atladılar/atandılar kim bilir!? Doktor, doçent, belki de profesör oldular, belki de rektör ya da dekan olarak atandılar!!!

Diploma iddialarının yenir yutulur yanı yok. İktidar temsilcilerinin kimi yalanlamalarına rağmen, geniş kesimlerce doğruluklarına inananlar giderek çoğalıyor. Zira artık iktidar tarafından doldurulmuş kadroların bulunduğu hemen her alandan, bu tür şaibeler, yolsuzluklar, pis kokular yükseliyor, yazık ki!

Yazar ibo.a.bo

Yorumlar (0)

Bu içerik ile henüz yorum yazılmamış

İlginizi Çekebilir