Maraş’ta Barışçıl Tatbikat

Düşünün bir kere: Fabrika işçileri, ellerinde pankartlar, “Zam istiyoruz, ekmek parası!” diye bağırıyor. Karşılarında polisler, tam teçhizatlı, sanki Hollywood filmi çekiyorlar. “Durun beyler, bu tatbikat!” diye bağırıyor komutan. Ama işçiler rol yapıyor tabii, gerçek grev gibi. Bir de bakmışsın, coplar havada uçuşuyor. İşçiler yere yatıyor, kelepçeler şaklatılıyor. Seyirci mi? Yok canım, bu sefer seyirci yok; doğrudan katılımcı! Emniyetin açıklaması ne peki? “Toplumsal olaylara müdahale eğitimi.” Eğitim mi? Ben buna “Hak arayanlara hızlı müdahale sanatı” derim. Sanat diyorum, çünkü copu indirmek bile bir koreografi istiyor. Sağdan mı vur, soldan mı? Aman, işçinin sırtı incinmesin, yoksa dava açarlar!

Maraş’ta Barışçıl Tatbikat

Coplar Dans Ediyor, İşçiler Gözaltına Alınıyor!

Sevgili okurlar, bugün size öyle bir haber anlatacağım ki, kahkaha ile gözyaşı arasında gidip geleceksiniz. Ama dikkat, mizahınız donabilir, çünkü bu hikaye gerçek! Kahramanmaraş’ta, nam-ı diğer Maraş’ta, emniyet güçlerimiz yaratıcılıkta zirve yapmış. Asgari ücret görüşmelerine tam bir gün kala, “Grev ve Lokavt Önleme Planı” diye bir tatbikat düzenlemişler. Adı bile kulağa ne kadar barışçıl geliyor değil mi? Sanki yoga seansı gibi: “Nefes al, copu indir, ters kelepçe yap.” Ama hayır, bu tatbikatta zam isteyen işçiler coplanmış, ters kelepçeyle gözaltına alınmış. Hak aramak mı? O da neymiş, kelepçenin fazileti varmış meğer!

Düşünün bir kere: Fabrika işçileri, ellerinde pankartlar, “Zam istiyoruz, ekmek parası!” diye bağırıyor. Karşılarında polisler, tam teçhizatlı, sanki Hollywood filmi çekiyorlar. “Durun beyler, bu tatbikat!” diye bağırıyor komutan. Ama işçiler rol yapıyor tabii, gerçek grev gibi. Bir de bakmışsın, coplar havada uçuşuyor. İşçiler yere yatıyor, kelepçeler şaklatılıyor. Seyirci mi? Yok canım, bu sefer seyirci yok; doğrudan katılımcı! Emniyetin açıklaması ne peki? “Toplumsal olaylara müdahale eğitimi.” Eğitim mi? Ben buna “Hak arayanlara hızlı müdahale sanatı” derim. Sanat diyorum, çünkü copu indirmek bile bir koreografi istiyor. Sağdan mı vur, soldan mı? Aman, işçinin sırtı incinmesin, yoksa dava açarlar!

Şimdi, sevgili dostlar, bu tatbikatın zamanlaması harika değil mi? Asgari ücret masada, işçiler “Açız!” diyor, hükümet “Düşünelim” diyor. Tam bu sırada polisler sahneye çıkıyor: “Haydi çocuklar, grev simülasyonu yapalım!” Sanki grev önleme planı değil de, grev teşvik planı. İşçiler bakıyor: “Vay be, zam istersek bizi böyle mi karşılayacaklar?” Evet, tam da öyle! Bu tatbikat, adeta bir ön izleme. “Bakın, hak ararsanız copu yersiniz, kelepçeyi takarsınız.” Ama fazilet nerede derseniz, işte o kelepçede gizli. Ters kelepçe yapmak, işçinin ellerini arkadan bağlamak… Bu, “Ellerini kaldır, ama zam için değil, teslim olmak için!” demek gibi. Fazilet mi? Belki de “sabır eğitimi”dir. İşçi düşünüyor: “Asgari ücretle geçinemiyorum, ama en azından kelepçe taktıklarında sırtım düzelir, belki masaj etkisi yapar.”

Düşünün ki, tatbikat sonrası polisler işçilere dönüp diyor: “Tebrikler, rolünüzü iyi oynadınız! Şimdi gerçek hayatta yapmayın ha?” İşçiler de: “Abi, biz zaten rol yapmıyoruz, yarın grevdeyiz!” Sonra herkes kahkaha atıyor, ama işçilerin kahkahası biraz buruk. Ya da belki emniyet, bu tatbikatı turistik bir etkinlik haline getirir: “Maraş’a gelin, grev tatbikatı izleyin! Cop dahil, kelepçe hediyeli!” Turistler akın eder: “Vay, Türkiye’de hak aramak böyle mi oluyor?” Evet, oluyor. Bizde hak aramak, kelepçeyle dans etmek gibi. Adım adım: Bir, pankartı kaldır; iki, copu ye; üç, kelepçeyi tak; dört, karakola git. Ritmi tutturursan, belki zam alırsın!

Ama ciddiyetle düşününce, okurlarım, bu mizah değil mi? Değil tabii, skandal! Hak aramak, anayasal bir hak. Ama bizde bazen anayasa, copun gölgesinde kalıyor. İşçiler asgari ücret için mücadele ederken, polisler “önleme planı” yapıyor. Önleme mi? Zam önleme mi yoksa grev önleme mi? Belki de her ikisi. Fazilet diye sordunuz ya, belki fazilet şu: Bu tatbikatla işçilere “Hayal kurmayın” diyorlar. Ama işçiler hayalsiz mi kalır? Hayır, onlar kelepçeli elleriyle bile umut eder. Bir gün coplar kalkar, kelepçeler açılır, zam gelir. O güne kadar, mizahımızla idare edelim.

Şimdi, sevgili okurlar, bu haber mizahınızı dondurdu mu? Benimki dondu, ama sonra eridi ve kahkahaya dönüştü. Çünkü biz emekçiler, en zor anda bile güleriz. Maraş’taki işçilere selam olsun: Cop yeseniz de, kelepçe taksanız da, hakkınızı aramaktan vazgeçmeyin. Belki bir gün tatbikat değil, gerçek adalet gelir. O zamana kadar, kalın sağlıcakla – ve kelepçesiz.

Yazar cemil baran

Yorumlar (0)

Bu içerik ile henüz yorum yazılmamış