İktidar, maden sahiplerine sınırsız olanaklar tanıyan bir yasayı madencilere söz verdiği üzere adeta bir SÜPER İZİN yasası olarak bir torba yasa ile meclise getirdi. Bu yasa ile doğanın-yaşam alanlarının korunmasına dönük mevzuattaki tüm engelleyici/koruyucu yasalar işlevsizleştirilmek isteniyor. Bu kanunda Zeytin Kanunu özel bir yere sahipti… Tablo çok ağır ve kapsam çok daha geniş. Mülkiyet hakkı zeytinlikler, ormanlar ve meralar madencilik, RES, GES, JES projelerine karşı savunmasız bırakılıp proje alanına dönüştürülmek isteniyor. Çevre Kanunu 10. maddesi değiştirilerek “ÇED gerekli” kararı almadan izin, ruhsat, ihale vb… işlemler yapılabilecek. Yani fiili olarak Ek-2 listesi ÇED sürecinin dışına çıkarılacak. Kamuoyunun denetiminden azade tutulacak. Ek-1 listesine tabi projelerde ise sürecin tamamlanması beklemeksizin izin, ruhsat, ihale vb… başvuruları yapılabilecek. Bakan, Cumhurbaşkanı yardımcıları vb. gibi dokunulmazlığı olanların görev yaptığı bir kurul tüm kararları verecek. Aldıkları kararlar, kurumlar üzerinde emredici hükümde olacak. Tüm kurumlar bypass edilecek ve muhatabımız MAPEG olacak. Arama faaliyetleri için mutlaka izin verilecek. Proje alanında arkeolojik sit alanı olması halinde tutarı MAPEG tarafından madencilere, yaşam alanlarını hayasızca sömürecek proje sahiplerine ödenecek. Stratejik ve Kritik Madencilik başlığına ayrıcalıklar geliyor. Stratejik madenler stok yapma hakkı ile maden sahipleri kontrolsüz ve geniş yetki ile donatılacak.
Yasaya tepkiler yağıyor. Aralarında Çevre Mühendisleri Odası da olan çeşitli meslek odaları, ekoloji ve sağlık örgütleri çeşitli açıklamalar yaparak itirazlarını dillendirdi. DİSK-KESK-TTB-TMMOB da yasanın kabul edilemez olduğuna, adeta bir TALAN YASASI olduğuna dair açıklama yaptı (bkz: DİSK-KESK-TMMOB-TTB’den ortak açıklama: torba yasa değil, torba talan! – DİSK). Muhalif partilerin de yasaya karşı açıklamaları ve tepkileri dinmiyor!
Bu yasanın Muğla için özel önemi var. Yasanın geçmesi halinde sadece Muğla’da 40 köy'ün yok olması söz konusu. Koordinatların yer aldığı bir yasa önerisi ile ilk kez karşılaştık. Muğla, doğal özellikleri dolayısıyla %65’i özel çevre koruma bölgesiydi. Buna rağmen yine de doğal varlıklara saldırılar son zamanlarda aşırı ölçüde artmıştı. Yaşam savunucuları, mevcut yasal mevzuatlarla, doğal yaşam alanlarına saldırıları durdurmaya çalışıyordu. Bu yasa ile getirilecek değişikliklerle gelecek kuşaklara bırakılması umut edilen doğal yaşam alanlarının korunması-savunulması mümkün olmayacak. Doğal alanlar-varlıklar, teker teker yaşayanların elinden alınacak. Muğla’nın şu anda % 65’ine yakın bir alanına madencilik ruhsatları verilmiş durumda; bu madenler çalıştırıldığında Muğla yaşanmaz bir yer olacak.
Muğla’da şu anda 3 termik santral bulunmakta… Bu termik santrallerin Muğla’dan çok daha ötesine, tüm gezegene verdiği zararlar aşikarken; Akbelen Ormanları, altındaki kötü kalite kömür için madenciler ve termik santral patronları ve onları destekleyen devlet güçleri tarafından kestirildi. Ormanlarını korumak için Akbelen köylüleri ile birlikte tüm Muğla, tüm Türkiye, ses çıkarmasına karşın, yerel halk ve desteğe gelenler ağır saldırılara uğradılar. Termik santrallerin yaydığı zehirli havayı temizleyen karbon yutak alanı ormanlar yok edilmeye devam ediliyor… Gezegen zarar görüyor... Toprağa, Suya, Havaya zarar veren, AİHM kararıyla kapatılmasına karar verilen, miadını çoktan doldurmuş termik santraller ise çalışmaya devam ediyor.
Torba yasanın çıkmaması için Muğla'dan aralarında Deştin ve Akbelen köylülerinin de olduğu bir grup yaşam savunucusu, yasanın konuşulduğu komisyon toplantısına katılmak için Ankara’ya yola çıktı, Meclise geldi. Ancak Mecliste komisyonda madencilerin, termik santrallerin temsilcileri olmasına karşın bu yasaya karşı çıkan köylüler, AKP’li komisyon üyeleri tarafından meclise alınmak istenmiyor. Mecliste büyük bir karmaşa yaşanıyor. Yasanın geçmemesi için itirazlarda bulunan vekillere, itiraz etmek isteyen halkın temsilcilerine fiili saldırılar var.
Yaşam savunucuları 19 Haziran öğlen saatleri itibarı ile Meclis’ten ayrılmıyor… Komisyonda görüş bildirmek, dertlerini anlatmak için yaşam savunucuları Mecliste beklemeye devam ediyor...
Videolarda Mecliste yaşanılanlardan kareler bulunuyor:
Yorumlar (0)