Datçalılardan Doğanın Katledilmesine İtiraz Var

...Taşlık Plajının önünde Datça Demokrasi Platformunun diğer bileşenleri ile buluştular. Datça Demokrasi Platformu Pankartı altında aralarında Datçalı genç-yaşlı yüzücülerin de olduğu hayli yoğun bir kalabalığın yanı sıra, denize giren tatilcilerin de basın açıklamasına ilgisi hayli yoğundu...

Datçalılardan Doğanın Katledilmesine İtiraz Var

Bugün (17. Ağustos 2025) Datça Demokrasi Platformu Doğa Katliamına ve Kıyıların Betonlaştırılmasına karşı itirazımız var, diyerek Datça Taşlık Plajı Önünde kütlesel bir basın açıklaması yaptı. Basın Açıklamasına ilgi çok yoğundu, sadece Datçalılar değil, denize giren tatilciler de alkışlarla yoğun destek verdi.

Datça Demokrasi Platformu bileşenlerinden MUÇEP Datça Meclisinden yaşam savunucuları, Taşlık Plajındaki etkinlik öncesi saat 16.00’da Kargı Tepesinde Özelleştirme İdaresi Başkanlığı tarafından yeni imar planı tadilatı istenen eski 213/1 parseli ziyaret ederek, gelişmeleri yerinde hep birlikte değerlendirdiler (değerlendirmeler için bkz: Doğanın Katledilmesine, Kıyıların Betonlaşmasına İtiraz Ediyoruz | kargı tepesi)…  

Datçalılardan Doğanın Katledilmesine İtiraz Var

Daha sonra kalabalık bir grup olarak, ellerindeki pankartlarla Kentpark’a geldiler ve Kentpark içinden yürüyerek basın açıklamasının yapılacağı Taşlık Plajının “havama, suyuma, toprağıma dokunma” sloganları ile tatilciler arasından yürüyerek geldiler.

Datçalılardan Doğanın Katledilmesine İtiraz Var

Taşlık Plajının önünde Datça Demokrasi Platformunun diğer bileşenleri ile buluştular. Datça Demokrasi Platformu Pankartı altında aralarında Datçalı genç-yaşlı yüzücülerin de olduğu hayli yoğun bir kalabalığın yanı sıra, denize giren tatilcilerin de basın açıklamasına ilgisi hayli yoğundu.  

Datçalılardan Doğanın Katledilmesine İtiraz Var

Datça Demokrasi Platformunun basın açıklamasını Gökhan Sağnak okudu. Sağnak açıklmasına 17 Ağustos 1999 depremini hatırlatarak başladı. Konuşmasında Kargı Koyunun özelleştirilmesine karşı Datçalıların itirazlarını sıraladı.  Kargı’da bu yağmanın yanı sıra maden ve enerji ile ilgili çıkan son torba yasanın da doğal ve kültürel mirasımıza bir tehdit olduğuna dikkat çekti. Ve otoriterleşen devlet eliyle sermayedarlara rant aktarmak için doğanın yağmalanmasına izin vermeyeceklerini anlattı…

Datçalılardan Doğanın Katledilmesine İtiraz Var

Basın açıklamasının ardından aralarında genç-yaşlı oldukça kalabalık bir yüzücü grubu, “toprağımızı vermeyeceğiz” diyerek taşlık koyundan kulaç atmaya başladı.  Yüzücülerin etkinliği 45 dakika kadar sürdü. Yüzücüler, Datçalılar ve denize giren tatilciler tarafından alkışlarla ve sloganlarla karşılandılar.  

Datça Demokrasi Platformunun 17.08.25 tarihli “Datça Kargı Koyu’nun Özelleştirilmesine ve Maden/Enerji Torba Yasasına Karşı” Basın Açıklamasının tam metni:

Değerli Basın Mensupları, Sevgili Datça Halkı,

17 Ağustos 1999 depreminin 26. yıl dönümünde, hayatını kaybedenleri saygıyla anıyor, bu felaket, sadece doğal  bir olayın sonucu değil, aynı zamanda rantçı sistemlerin ve hazırlıksızlığın ağır bedeliydi. Kaybettiklerimizi yad etmenin yanı sıra, afetlere hazırlık ve toplumsal dayanışmayanın önemini tekrar hatırlatıyoruz.

 Muğla’nın incisi, doğal güzellikleriyle ünlü Datça’mızın en kıymetli alanlarından biri olan Kargı Koyu’nun, 5 Nisan 2021 tarihli Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile Özelleştirme İdaresi’ne devredilerek otel, otopark ve diğer ticari yapılaşmalara açılmak istenmesi, hepimizi derinden üzmüş ve harekete geçirmiştir. Bu karar, sadece Datça’nın değil, tüm Türkiye’nin doğal ve kültürel mirasına yönelik bir tehdittir. Aynı şekilde, kamuoyunda “Maden Torba Yasası” olarak bilinen düzenlemeler, çevreye ve doğal yaşam alanlarımıza geri dönülmez zararlar verebilecek bir anlayışın ürünüdür. Bugün burada, bu iki kritik meseleye karşı sesimizi yükseltmek ve mücadele kararlılığımızı kamuoyuyla paylaşmak için toplandık.

Kargı Koyu Halkındır, Satılamaz!

Kargı Koyu, 128 dönümlük bakir bir alan olarak, Datça’nın doğal karakterini koruyan ender yerlerden biridir. Burası, nesli tükenme tehlikesi altında olan ve koruma altındaki Akdeniz fokunun yaşadığı bir kıyı şeridi olmasının yanı sıra, antik Karya Yolu’nun Datça yönünden başlangıç noktası olarak tarihi ve kültürel bir öneme sahiptir. Kargı Koyu, sadece bir koy değil, tüm canlıların ortak mirası, ekosistemin bir parçası ve halkın nefes aldığı bir alandır. Ancak, bir gece yarısı alınan kararla, bu eşsiz alanın özelleştirme yoluyla betonlaşmaya ve talana açılması kabul edilemez! Kıyı Kanunu’na ve Anayasa’ya aykırı olan bu karar, halkın kıyılardan serbestçe yararlanma hakkını hiçe saymaktadır. Kargı Koyu’nun özelleştirilmesi, yalnızca Datça’yı değil, tüm insanlığın geleceğini tehdit eden ekolojik tahribatın bir parçasıdır. Datça Demokrasi Platformu olarak, “Havama, suyuma, toprağıma dokunma!” diyoruz ve Kargı Koyu’nun doğal haliyle kalması için sonuna kadar mücadele edeceğimizi ilan ediyoruz.

Maden Torba Yasası: Doğanın ve Geleceğimizin İpoteği

Maden Torba Yasası, doğal alanların madencilik faaliyetlerine açılmasını kolaylaştıran, çevresel denetimleri zayıflatan ve yerel halkın görüşünü yok sayan bir yaklaşımla hazırlanmıştır. Bu yasa, ormanlarımızdan sulak alanlara, tarım arazilerinden kıyılara kadar ülkemizin dört bir yanını maden şirketlerinin insafına terk etmektedir. Akdeniz fokunun yaşam alanı olan ve antik Karya Yolu’nun başlangıç noktası gibi ekolojik ve kültürel açıdan hassas bölgeler, bu yasanın yaratacağı tahribattan en çok etkilenecek alanların başında gelmektedir. Maden faaliyetlerinin, geri dönüşü olmayan çevresel zararlara yol açtığını; Kazdağları’ndan Salda Gölü’ne, Cerattepe’den İkizdere’ye kadar pek çok bölgede tanık olduk. Bu yasa, sadece bugünü değil, çocuklarımızın geleceğini de tehlikeye atmaktadır. Doğal varlıklarımızın piyasanın ticaret konusu haline getirilmesi, toplumsal barışa ve ekolojik dengeye zarar verecek bir adımdır.

Mücadelemiz: Doğayı ve Yaşamı Savunmak

Bizler, Datça’nın doğal güzelliklerini, biyolojik çeşitliliğini ve kültürel mirasını koruma kararlılığındayız. Kargı Koyu’nun özelleştirilmesi ve Maden Torba Yasası gibi doğa düşmanı politikalar, yalnızca yerel bir sorun değil, küresel ekolojik krizin bir parçasıdır. Bu nedenle, Kazdağları’nı, Kuzey Ormanları’nı, Hevsel Bahçeleri’ni savunduğumuz gibi, Akdeniz fokunun yaşam alanı ve antik Karya Yolu’nun başlangıcı olan Kargı Koyu’nu ve tüm doğal alanlarımızı savunmak zorundayız. Datça’yı savunmak, insanlığın geleceğini ve doğal yaşamı savunmanın bir parçasıdır.

Çağrımız:

Kargı Koyu’nun özelleştirme kararının derhal iptal edilmesini talep ediyoruz.

Maden Torba Yasası’nın geri çekilmesini ve çevre odaklı, halkın katılımına açık bir madencilik politikası geliştirilmesini istiyoruz.

Yerel halkın, sivil toplum kuruluşlarının ve uzmanların görüşleri alınmadan yapılan tüm çevre politikalarının durdurulmasını bekliyoruz.

Doğal alanların korunması için halkın sesine kulak verilmesini ve ekolojik dengeyi önceleyen bir yönetim anlayışının benimsenmesini talep ediyoruz.

Datça Demokrasi Platformu olarak, bu yağma ve talan politikalarına karşı hukuki, demokratik ve barışçıl yollarla mücadele edeceğimizi bir kez daha vurguluyoruz. Kargı Koyu’nu, Datça’yı ve doğamızı savunmak için sokaklarda, meydanlarda ve mahkemelerde olmaya devam edeceğiz.
Çünkü biliyoruz ki, doğayı savunmak, yaşamı savunmaktır!
Yağmaya hayır, talana hayır, özelleştirmeye hayır! Kargı Koyu halkındır, satılamaz!

                                                                                    17.08. 2025  - Datça Demokrasi Platformu

Yorumlar (0)

Bu içerik ile henüz yorum yazılmamış